 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1975/5384
K: 1975/5642
T: 23.06.1975
DAVA : N.Ş. ile kocası S.A.Ş.'nin arasındaki nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle gereği düşünüldü:
KARAR: Kanun koyucu, karı koca arasında ahlaki - manevi bir birliği öngörmüş, bu bakımdan eşler kanunen birbirlerine karşı sadakatla yükümlü tutulmuşlardır. (M. K.1 51) Onun için aile birliği ancak karşılıklı saygı ve itibar üzerine kurulabilir. (Prof. A.E. İsviçre Medeni Kanunu şerhi aile hukuku T.Ç. Tercümesi 1943, Sh.286) Bunun tabii sonucu olarak aile, az önce açıklanan niteliğini koruduğu sürece kocanın karısına bakma zorunluğu kanunda yer almıştır. (M.K. 152)
Geçindirme borcu, taraflar arasında boşanma davası bulunduğu zaman mutlaktır. Çünkü; bu takdirde eşler ayrı yaşamak, yani aile birliğini tatil etmek hakkını kazanırlar. (M.K. 162/2) Ancak belirtilen özel durumun söz konusu olmayan hallerde kadının kocasından nafaka isteyebilmesi, birlik dışında yaşama hakkının gerçekleşmesi şartına bağlanmıştır. (M.K. 162/son)
Koca, eşini evden attığı takdirde kural olarak karşı olarak karşı taraf nafaka istemek hakkını kazanır. Fakat evden uzaklaştırmada kocanın haksız olması ve kadının kendi kusuru ile buna yol açmamış bulunması asıldır. Zina eden ve böylece sadakat görevini açıktan açığa örseleyen ve aile birliğinde mevcut olması kanunen öngörülen huzuru zedeleyen bir kadınla kocanın ortak hayata devam etmesini beklemek herşeyden önce kanunla güdülen amaca aykırı olduğu gibi, insaf duygularını da geniş ölçüde incitir. Bu durumda, kocanın eşini evden atmasını haklı bulmak gerektir. Evden kovma, bir kusur olarak nitelendirilse bile, kadının sadakatsız tutumu ile işlediği ağır kusur yanında kocanın kusuru elbette bağışlanır bir nitelik taşır. Esasen Anayasa'nın devleti korumakla görevlendirildiği (Anayasa madde 35) ve Medeni Kanunun üzerinde titizlikle durulduğu aile, manevi ve ahlaki niteliklerini yitirmemiş olanlardır. Bu itibarla toplanan delillerle davacının sadakatsızlığı gerçekleştiği için davanın reddi gerekirken nafaka takdir edilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, 23/6/1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.