 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1975/9174
K: 1975/9303
T: 14.10.1975
DAVA : Davacı dilekçesinde; murisi (H) adına kayıtlı (1/2 hissesi) taşınmazın ölümünden 3 gün evvel diğer yarı hisseye sahip kardeşi tarafından koma halinde bulunmasından istifade ederek tapuda satış gibi göstererek bedelsiz intikal yaptırdığını tapunun iptalini istemiştir. Davalı resmi memur önünde şuurlu olarak taşınmazı 10.000 liraya satın alıp bedelininde ödendiğini, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme davanın reddine karar vermiştir.
Bu karar, süresinde davacı tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Tarafların müşterek miras bırakanı ağır hastadır, hatta iddiaya göre koma halindedir. Tapu sicilinde dava konusu taşınmazın miras bırakana ait olan 1/2 payının 10.000 liraya satıldığından bahisle temlik işlemi yapılmıştır.
Satış 22.1.1973 gününde yapılmmış, miras bırakan ise 26.1.1973 tarihinde ölmüştür. Satış ile ölüm arasından 3 gün geçmiştir.
Memleketimizde, halk arasında hukuka aykırı düşen bir eğilim ve sakat bir görüş hakimdir. Genellikle, bir çok olaylarda göze çarptığı üzere, mirasçılardan bazılarını miras haklarından kısmen veya tamamen yoksun bırakmak amacıyle ölüme takaddüm eden günlerde miras bırakan taşınmaz mallarının bir kısmını veya tümünü mirasçılarından birine veya birkaçına bağışlamakta, bağışlama arzusu satış işleminin arkasına saklanmaktadır. Çok kez, ortak miras bırakan ile birkısım mirasçılar arasında yapılan muvazaalı temliklerle taşınmazlar ölümden önce el değiştirmektedir. Olayların değerlendirilmesinde bu durumun gözden uzak tutulmaması gereklidir. Olayda ve benzeri bulunan hallerde:
1 - Ömür boyu taşınmazını elden çıkarmayı düşünmeyen bir kimsenin ölümüne birkaç gün kala mirasçılarından birine temlik etmesi, satması özellik taşıyan anlamlı bir davranıştır.
2 - Satış peşin para ile yapıldığı ve bedel oldukça yüksek bir miktardan ibaret bulunduğu halde müteveffanın terekesinden çok kerre bir kuruş bile çıkmaz.
3 - Müteveffanın taşınmazını hangi nedenlerle satmak zorunluğunda kaldığı araştırılmaz.
4 - Satın alanın, satış bedeli olarak gösterilen parayı ödemek gücüne sahip olup olmadığı incelenmez.
5 - Taşınmazın temellük tarihindeki gerçek bedeli ile satış bedeli arasında göze çarpan bir fark mevcut olup olmadığı saptanmaz. Bir fark mevcut ise miras bırakanın bağışlama kastiyle hareket ettiği düşünülmez.
Davada, mahkeme yukarda açıklanan yönleri kapsayan yeterli bir inceleme yapmadan eksik soruşturmaya dayanarak erken sonuç almak yoluna gittiği ve memleket gerçeklerini ve bu gibi olayların özelliklerini göz önünde tutmadığı için hakimin karara dayanak olan inancının doğru ve isabetli olduğu kabul edilemez.
Yukarda açıklanan hususları kapsayan yeterli bir inceleme ve isabetli bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi yolsuz olduğundan hükmün bu nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın iadesine 14.10.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.