 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1975/2365
K: 1975/2357
T: 16.09.1975
DAVA : Teşekkül vücuda getirerek satmak maksadıyla uyuşturucu maddelerden esrar bulundurmaktan sanıklar E.K. ve S.K.in yapılan yargılamaları sonunda T.C.K.nun 403/3-4-5 ve 59. maddeleri gereğince 16 şar sene 8 er ay ağır hapis, 1666 şar lira 60 şar kuruş ağır para cezalarıyla mahkumiyetlerine haklarında 31-33. maddelerin tatbikine ve esrarın müsaderesine dair (Eyüp) Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 17.7.1975 tarihli ve 975/145-224 sayılı re'sen temyize tabi olan hükmün Yargıtayca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmesi üzerine mahallinden gönderilip C. Başsavcılığıdan tebliğname ile daireye tevdi olunan dava evrakı incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık Emin 17.7.1975 tarihinde yüzüne karşı verilen hükmü yasal süresi geçtikten sonra 29.7.1975 gününde temyiz etmiş olduğundan temyiz dilekçesinin REDDİNE ve bu sanık hakkındaki incelemenin re'sen yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Sulh Hakimliğince yapılan sorgusu sırasında arabacılık yaptığını bildiren sanık S. Keltek'in ehliyetli araba sürücüsü olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre hakkında 6085 sayılı yasanın değişik 60/E maddesinin uygulanması gerekip gerekmiyeceğinin düşünülmemesi, sanığa karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçeye göre sübuta ait itirazlar yerinde olmadığından reddine,
Ancak:
Sanık Emin'in evinde esrar sattığı ve sanık Selamettin'in yardımı ile bu işe halen de devam ettiğine ilişkin muhbir İbrahim'in Eyüp Emniyet Amirliğine ihbarı üzerine görevli emniyet memurları tarafından sanık Emin'in evi etrafında tertibak alınmış ve bu arada eve doğru gelmekte olan sanık Rahmi yakalanmış ve onun "Emin'den esrarı almaya geliyordum" sözü üzerine eve girilmiş evde muhbir ile E.K.nin bulunduğu görülmüş olup, yapılan aramada, oda içerisindeki odun sobası külleri arasında suç konusu 14 gram 15 santigram tutarındaki esrar maddesi elde edilmiştir.
Sanık Emin hazırlık soruşturmasında esrarı içmek maksadı ile bulundurduğunu açıkladığı halde, diğer ifadelerinde esrardan haberi olmadığını beyan etmiş, sanık Selamettin, olay akabinde esrar ile ilgisi bulunmadığını söylemiş, Sulh Hakimliğinde ve duruşmada ise, suç konusu maddenin kendisi tarafından gizlice soba içine konduğunu ve bunu içmek için bulundurduğunu savunmuştur.
Olayın muhbiri İbrahim, emniyet görevlilerine her iki sanığın esrar sattıklarını bildirmiş iken, duruşmada sadece Selamettin hakkında ihbarda bulunduğunu söylemiş, beraet eden diğer sanık Rahmi hazırlık soruşturmasında zabıtadaki ifadesinde, Kadir adlı kişinin isteği üzerine sanık Emin'in evine esrar almaya giderken yakalandığını, Emin'in, bu işi yaptığını duyduğunu söylediği halde, duruşmada eski ifadesinin zorla alındığını, esrar satışı hususunda hiçbir bilgisi bulunmadığını beyan etmiş olup, tanıklardan Necmi dahi hazırlıkta zabıtaca alınan ifadesinde, Emin ile bitişik odada oturduğunu Emin'in evinde içki alemleri yaptığını bildiğini, ayrıca esrar işi ile uğraştığını, etraftan duyduğunu söylemiş iken, duruşmada bu ifadesini kabul etmeyerek esrar işi hakkında bilgisi olmadığını açıklamış ve zabıt mümzileri olan diğer tanıklar, sadece zabtın doğruluğunu, sanık Emin huzurunda yaptıkları aramada soba içinde suç konusu maddeyi bulduklarını söylemişlerdir.
Açıklanan tüm tanık ifadeleri ve sanıkların ikrarları ile esrar olduğu saptanan suç konusu maddenin kullanmak maksadı dışında bulundurulmuş olduğu keinlikle doğrulanmamış ve sanıkların önceden aralarında anlaşarak teşekkül halinde esrar satışı yaptıkları hususunda başkaca inandırıcı kanıt da bulunamamış olduğu gözetilmeyerek hüküm yerinde ilk ihbarın doğruluğuna ve sanık Emin'in satmak hususunda herhangi bir ikrarı mevcut olmadığı halde,bu sanığın ikrarına, çelişik savunmalar ile tutanak mümzilerinin şahadetlerine yer verilmek suretiyle sanıkların teşekkül vücuda getirerek esrar satıcılığı yaptıklarının kabulü ile yazılı maddeler ile mahkumiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı ve temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden kendiliğinden de temyize tabi olan hükmün tebliğname hilafına C.M.U.K.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.9.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.