 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E:1975/5669
K:1976/1297
T:19.03.1976
- ARAÇ SAHİBİNİN SORUMLULUĞU
ÖZET: Motorlu taşıt aracının işletilmesinde maddi ya da manevi çıkan olan, aracın giderlerini ve araçtan doğan tehlikeleri üstlenen ve araç üzerinde eylemsel tasarruf gücü bulunan kimse, işleten niteliği ile zarardan sorumludur.
(6085 s. Trafik K m. 50)
Taraflar arasındaki davanın (Tarsus Asliye 2. Hukuk Hakimliği) nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 16.4.1975 tarih ve 891 / 157 sayılı hükmün temyizen tetkiki (O) avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
1 - Trafik olayı sonucu olarak zarara uğradığını ileri süren davacı, araç sahibi niteliği ile da davalı (O) ya zarar için giderim davasını yöneltmiştir. Oysa, bu davalı olaydan önce araçtaki payını sattığını savunup davanın reddini istemiştir. Yerel mahkeme ise, ödetmede (O) yıl sorumlu tutmuştur.
2 - Ne var ki, 6085 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 50 nci maddesine göre motorlu taşıt aracının işletilmesinde maddi ya da manevi çıkan olan, aracın giderlerini ve araçtan doğan tehlikeleri üstlenen ve araç üzerinde eylemsel tasarruf gücü bulunan kimse, işleten niteliği ile zarardan sorumludur. davalı (O) dava konusunda geçen araçtaki payını sattığına ilişkin olarak Adana 2. Noterliğince düzenlenen 26.6.1969 gün, 10927 sayılı "Res'en mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış mukavelesini" sunmuş, dosyaya konmuştur. Buna göre, davalının payı alıcı (A) tarafından "satın alınıp tesellüm" edilmiştir. Olay ise, 12.10.1969 gününde meydana gelmiştir. Durum böyle olunca, davalı (O) nun olay sırasında aracı işleten niteliği taşıdığını araçtan ekonomik çıkar sağladığını ve üzerinde eylemsel tasarruf gücü bulunduğunu, onun tarafından trafiğe sokulduğunu davacı tarafından ispat edilmesi gerekir. Öyle ki, trafik sicili mülkiyete değil araç sahibi (işleten) için bir karine sayılır. Bu nedenle 1591 trafikteki kaydın davalı üzerinde durması olay gününde onun işle. ten (araç sahibi) niteliği ile sorumlu tutulmasına yetmez. Şundan ötürü ki, satış sözleşmesiyle trafikteki kaydın tersi gerçekleşmiştir Usulün 295 nci maddesi anlamınca, davalı (O) nun dayandığı satış sözleşmesi, kesin kanıt niteliğinde bulunduğundan, tersinin ve olay sırasında yukarıda belirtildiği üzere davalı (O) nun işleten (araç sahibi) olduğunun davacı tarafından ispat edilip ortaya çıkarılması gerekir. Oysa, dava dosyasına göre, davacının bu ispat yükünü yerine getirmediği anlaşıldığından, davalı (O) nun işleten (araç sahibi) niteliği ile zarardan sorumlu tutulması olanaksızdır. İşte bütün bu nedenlerden ötürü, yerel mahkeme kararı, davalı (O) yararına bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan duruma göre, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 2 numaralı bend uyarınca davalı (O) yararına (BOZULMASINA) istek olursa temyiz peşin harcının bu davalıya iadesine, 19.3.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.