 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1975/5524
K: 1976/966
T: 08.03.1976
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Kırıkale Asliye Hukuk Hakimliğince görülerek tazminatından doğan 40.389,63 liranın % 5 faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara nisbet dairesinde verilmesine, fazla talebin reddine dair verilen 2.7.1975 tarih ve 361/525 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Yapılan soruşturmaya, toplanan kanıtlara, dosyadaki yazılarla belgelere, kararın dayandığı gerektirici nedenlere, manevi tazminat tutarının adalete uygun ve ılımlı olarak takdir edilmiş bulunmasına göre, davalı vekilininin aşağıda bendin kapsamı dışında kalan öbür temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davacılar, çocukları (H)nin ölümü ile desteği yitirdiklerini ileri sürerek maddi tazminat da istemişlerdir. Yerel mahkemece, bilirkişinin belirlediği destekden yoksunluk zararının ödetilmesine karar verilmiştir.
Oysa ki, (H) küçük yaşta iken öldüğüne göre, burada varsayımlı (farazi) destek söz konusu olmaktadır. Varsayımlı destek ise, ölüm olmasa idi, yaşamın ve olayların normal akışı içinde ileride kurulacak başka ilişki uyarınca bakması beklenir kimsedir. Ölüm gününe dek desteklik etmemiş ve yardımda bulunmamış, şu var ki, ileride bakım gücüne kavuşarak belli nitelikte bakımı eylemli ve düzenli yerine getirmesinin beklenir olması durumunda, varsayımlı (farazi) destekten söz edilir. Özellikle, küçük yaşta ölen çocuklar, ana baba için bu nitelikte destek sayılırlar.
Destekten yoksunluk tazminatı için, desteğin bakım gücüne sahip olmasından başka desteğini yitirdiği ileri sürülen kimsenin de bakım ihtiyacı için de bulunması gerekir. Bakımdan amaç ise, yardım görenin ihtiyaçlarını karşılanmasıdır. Eğer ortada ihtiyaç yoksa, yardım görenden de söz edilemez. İşte, bir yandan desteğin bakım gücü, öte yandan desteğini yitirenin bakım ihtiyacı ve de bunların devam süreleri, zarar tutarının belirlenmesinde gözönünde tutulur. Öyleyse, bakım gücü ile bakım ihtiyacını başlangıç ve sona erme zamanını saptamak zorunludur. Varsayımlı (farazi) desteğin ölümü durumunda devam süresinin başlangıcı, desteğin bakım gücüne kavuşacağı, beklenen (muhtemel) gün ile desteğini yitiren kimseni ihtiyaç içine düşeceği günden hangisi daha sonra ise yitiren kimsenin ihtiyaç içine düşeceği günden hangisi daha sonra ise ona göre belli edilir. Destekten yoksun kalma tazminata ilişkin davada, bakım gücü ile bakım ihtiyacının ispatı, genel kural (M.K. md. 6) uyarınca davacılara aittir. Bu nedenle davacıların ölen oğulları (H) sağ kalsa idi bakım gücüne kavuşacağı günde bakım ihtiyacı içinde bulunacaklarını ve bu ihtiyacın sürüp gideceğini ispat etmeleri gerekir. Öyleyse, davacıların ne iş yaptıkları, malları ve gelirleri olup olmadığı, bu gün bile bakıma muhtaç kimseler bulunup bulunmadıkları konusundaki kanıtlar toplanmalı, tanıklar dinlenmeli ve böylece hayatın ve olayların normal akışı içinde davacıların, çocuk (H) ileride bakım ve yardımına ihtiyaçları olup olmayacağı belli edilmelidir. Yerel mahkemenin bu yönleri gözden kaçırarak eksik inceleme ile karar vermesi, hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan duruma göre, davalı (H) vekilinin sair temyiz itirazlarının reddiyle yerel mahkeme kararının manevi tazminata ilişkin kesiminin ONANMASINA ve 2 numaralı bend uyarınca hükmün adı geçen davalı yararına BOZULMMASINA, 440 lira harcın davalıya yükletilmesine ve ödetilmesine, 8.3.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.