Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1975/4852
K: 1975/4651
T: 24.11.1975
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Kayseri Asliye 2. Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 14.7.1975 tarih ve 507/296 sayılı hükmün duruşmalı olarak temizen tetkiki davalılar avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı avukatı M.H.A. ile davalı avukatı A.B. gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı Z.T. eser sözleşmesi uyarınca davalılardan Fen İşçi Yapı Kooperatifinin arsası üzerine her biri 74.000 liradan olmak üzere 64 daireli işçi meskeni yapımını yüklenmiştir. Diğer davalı Sosyal Sigortalar Kurumu da, inşaası kararlaştırılan evlerden biri için yükleniciye ancak, (60.000) lira ödeme borcu altına girmiştir bu şartlar altında inşaat devam ederken 11.4.194 tarihli resmi gazetede yayınlanan 7/7993 sayılı Kararname yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Anılan Kararname ışığı altında 18.4.1974 gününde yapı durumunu tesbit ettiren yüklenici, davalı kooperatife başvurarak talebinde bulunmuş isteğin kabul edilmemesi üzerine bu davayı açarak son hak ediş günü 20.4.1974 den işin terk olunduğu 24.9.1974 gününe kadar yaklaşık 5 aylık sürede meydana getirilen işler karşılığı % 30 zam tutarı (464.287,25) liranın davalılara ödetilmesini istemektedir.
İşi bilirkişi kuruluna havale eden mahkeme, aldığı rapora dayanarak (411.453,06) liranın davacı yararına tahsiline karar vermiştir.
Davalı Fen İşleri Yapı Kooperatifi, ortakların mesken ihtiyaçlarını karşılıklı yardım ve dayanışma suretiyle gidermek amacıyla 1163 sayılı Kanuna göre kuruluş tüzel kişiliği haiz hukuki bir varlıktır. Gerçekde davacı yüklenici ev yapımı hususundaki eser sözleşmesini, davalı Yapı Kooperatifi ile akdetmiştir. Diğer davalı Sosyal Sigortalar Kurumu ise, sözleşmede kararlaştırılan şekil ve şartlar çevresinde yüklenicinin hak kazanacağı eser parasından bir bölümünü ödeme borcu altına girmiştir. Başka bir deyimle kurum eser sözleşmesine işaret olunduğu biçmide katılmakla görevi hiçbir koopratife aralarındaki iç münasebetin kapsamı oranında kredi sağlamakda, bir yandan da verilen paranın gereği gibi yerine harcanıp harcanmadığını kendi geleceği yönünden denetlemektedir.
Bu durumda, davaya konu teşkil eden ve uyuşmazlığın ortaya çıkmasına sebebiyet veren eser sözleşmesi yapılmakla taraflar için uyulması zorunlu bir takım önemli hukuki sonuçlar doğmakta karşılıklı haklar iktisap edilip borç altına girilmektedir. Şöyle ki, davacı yüklenici kooperatife karşı sözleşme gereği götürü pazarlık usul ile yapımını borçlandığı için konutlarını; kararlaştırılan fiata yapmağa mecburdur. Ticari alanda tüm çabalar, yürütülen işler, girişilen hukuki tasarruflar, kar sağlamaya sermaye artırılmasına yönelik olmakla beraber her zaman tasarlanan karın elde edilemediği, bazen yıllarca devam eden iş sonunda başa baş bir sonuca ulaşıldığı, hata işletmenin büyük zararlara uğradığı, daima görülen ve duyulan hallerdendir. Başlanan birişde kar kadar zarar etme olanağı da vardır. Bu itibarla, davacı yüklenici yapılacak şey tahmin edilen miktardan fazla çalışma ve masrafı gerektirse bile sözleşme hilafına zarar etiğinden bahisle davalı iş sahiplerinden bedelin arttırılmasını ve fiat farkı ödenmesini isteyemez.
Öte yandan davalı Sosyal Sigortalar Kurumu, anı sözleşme ile Yapı Koopreatifine karşı belli sınırlar dahilinde muayyen bir kredi ayırmıştır. bağlı olduğu yasa tüz ve sözleşme buyruklarına ters düşer biçimde kurumun, ileride borçlusu durumuna geçecek olan kooperatifin muvafakatını almaksızın davacıya belli kredi dışında fazla bir bedel ödeme boru altına giremiyeceği de açıktır.
Sonradan yürürlüğe giren davacının ididasına dayanak aldığı Bakanlar Kurulunun 11.4.1974 tarihinde yayınlanan 7/7997 sayılı Kararname hükümleri, niteliği ve sonuçlarına kısaca değinilme bu hukuki ilişkiye nasıl etkili olabileceği, tarafları doğrudan doğruya bağlayıcı bir mahiyet taşıyıp taşımadığı husus, dava konusu uyuşmazlık bakımından tartışılmaya değer görülmüştür. Taraflar arasındaki özel hukuk alanına giren eser sözleşmesini yapılmasında olduğu gibi değiştirilmesinde veya bozulmasında yine tarafların müşterek irade ve rızalarına ihtiyac vardır. Bu sözleşme hükmünü ortadan kaldırılması veya şartlarının evvelce olduğundan başka bir bicime dönüştürülmesi, ancak, sözleşmeye katılımı bulunan tarfların yetkisi dahilindedir. Anlaşma dışında kalan gerçek veya tüzel bir kişinin belirtildiği üzere bir tasarrufta bulunması mümkün değildir.
Bakanları Kurulunun bir hükümet tasarufu olan böyle bir kararname ile özel hukuk münasebetlerine müdahalesi, yeni baştan düzenlemesi veya değiştirilmesi, iş sahiplerine daha fazla bir para ödeme mükellefiyeti yüklemesi, müteahhitlere bu konuda bir dava hakkı tanıması söz konusu olamaz. Anılan kararnamenin 1. Maddesinde (kamu sektörüne dahil kuruluşlar tarafında, bu kararname yürürülüğe girdiği tarihden önce eksiltmesi yapılmış olan işlerden, (Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından finanse edilen işler dahil) taahhüde bağlanmış veya bağlanacak bulunanlar için sözlemelerine esas birim fiyatların aşağıda gösterildiği şekilde yeniden tesbit ve uygulanmasına kuruluşlar yetkilidir) denilmekle hükümet daha ziyade iş sahibi olan kendi kuruluşlarına ve Sosyal Sigortalar Kurumuna ait sözleşmeleri günün ekonomik şartları karşısında tekrar ele alma imkanı vermekte, malzeme, işçilik ve makine fiyatları ile ücretlerini belli koşullar altında yeniden düzenleme ve artırabilme yetkisi tanımaktadır. Bu husus kararnamede yazılı kurulaşların takdirine bırakılmıştır. Yoksa kamu sektörüne dahil kuruluşların yaptırdıkları bütün işlere mutlaka kararname hükümleri uygulanma ve yükleniciye fiyat farkı verme zorunluğu öngörülmemiştir. Kararnamenin 3. madde buyruğu da işaret edilen görüşü açıkça doğrulamaktadır. Böyle bir imkanı doğması ancak iş sahiplerinin (kuruluşların) muvafakatı yüklenicilerle bu konuda göre birliğine varmış, fiyat farkı ödeme hususunda sözbirliği etmiş olmalarına bağlıdır. Böyle üçlü bir sözleşmede fiyat farkı verebileceğine dair kurumun tek taraflı müsaadesi asıl eser sahibi yapı kooperatifini ilzam etmiyeceği gibi, bu yoldaki kooperatifin kabulü de kurumu bağlamıyacağı aşikardı. Bu gibi hallerde eser sahibi ile onu finanse eden kurum birtaraf, diğer yandan yüklenici olmak üzere karşılıklı şekilde fiyat farkı verilmesi gerektiğine dair anlaşma yapmış olmaları ve durumu tesbit etmeleri lazımdır. olayda açıklandığı üzere bir sözleşme ve mutabakat mevcut bulunmadığına göre, davacının iş sahibinden ve onu finanse eden Sosyal Sigortalar Kurumundan bir istekte bulunması mümkün değildir.
Yukardan beri belirtilen nedenlerle davalıların ileri sürdükleri temyiz itirazların kabulüyle hükmün bozulması gerekmiştir.
Öte yandan uyuşmazlığın çözümünde kararname hükümlerinin uygulanmasına yer olup olmadığının tayini tamamen hukuki bir mesele teşkil etmesi itibarıyla mahkemenin görevine dahildir. Önce belli edilen konu halledildikten sonra bir fiyat farkı verilmesi kanısına varılması halinde, hak kazanılan tutarın hesaplattırılması amacıyla bilirkişiye başvurulması icap ederken aksine işlemlere girişilmesi ve bilirkişinin hukuki düşüncelerinin benimsenmesi de doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mahalli mahkeme kararının davalılar yararına BOZULMASINA, 1.000 lira murafa vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine ve ödedikleri peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davalılar iadesine, 24.11.1975 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini