 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1975/3787
K: 1975/4103
T: 20.10.1975
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Çorlu Asliye Hukuk Hakimliğince yapılan duruşması sonunda ödetmeye ilişkin olarak verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dava dosyası ile içindeki yazılar okunup görüşüldükten sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : 1. Yapılan soruşturmaya, toplanan kanıtlara, dosyadaki yazılara ve kararın dayandığı gerektirici nedenlere, hakimin takdirinde de bir yanılma olmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki 2. numaralı bendin kapsamı dışında kalan öbür temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Dava dilekçesinde, trafik olayı sonucu sol gözünün 8/10 görme gücünü yitiren davacının bu yüzden gelir kaybı olarak uğradığı zarar karşılığını peşin sermaye değeri 122.478,78 liranın ödetilmesi istenilmiştir. Böylece sol gözdeki görmemenin genel beden gücünde doğuracağı eksilme nedeniyle davacının bir zarara uğradığı iddiasına yer verilmiş demektedir. Evlenen ve evine çekilen davacının ev işleri ve hizmetlerini yürütürken bu beden gücündeki eksilme nedeniyle azla efor sarfetmesi karşılığı olarak maddi tazminatı ödetilmesine hak kazandığı kabul edilebilir ki, yerel mahekemece dayanılan bilirkişi raporunda, 26 yaşından 60 yaşına değin yılda 5.769,62 lira "gelir kaybına" uğradığından hareketle 90.698 lira maddi tazminatın belirlenmesi ve bu tutatın benimsenmesi, davacının evlenip evine çekilmesi gerçeği ile bağdaşmamıştır. Öyleyse mahkemece yapılacak iş, sol gözdeki görmemenin genel beden gücünde yaratacağı eksilmeyi usulüne göre saptamak ve davacının normal yaşama süresinde ev işlerini ve hizmetlerini yürütürken bu beden gücündeki eksilme nedeniyle sarfedeceği fazla efor karşılığını hesap ettirip peşin sermaye değerine indirilmesi yoluyla bulunacak maddi tazminatın ödetilmesine karar vermekten ibarettir. Böyle bir durumu yansıtmayan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi yerine olmadığından, davalılar vekilinin temyiz itirazları yalnızca bu yönden kabul edilmeli ve hüküm davalılar yararına bozulmalıdır.
3. Davacı vekilinin temyizine gelince: Davalılardan M. Leblebicinin araç sahibi (işleten) niteliği ile sorumluluğu, 6085 sayılı yasanın 50. maddesine dayanmaktadır. Bilirkişi raporuna göre, olayda davacının birlikte kusur yoktur. Tenknik arızanın olayın meydana gelmesindeki etkisinin % 50 olarak belirlenmesi, araç sahibi yönünden madi tazminattan bu oranda indirim yapılmasını gerektirmez. Şundan ötür ki, 6085 sayılı Yasa ile düzenlenen sorumluluk bir tehlike sorumluluğundur. Teknik arıza ise, beklenmiyen hal olup tehlike sorumluluğu uyarınca zarardan sorumlu tutulan araç sahibi yararına maddi tazminattan inidirim nedeni değildir. Gerçekten de tehlike sorumluluğu "umulmayan hal" sorumluluğundur. Bu ise, tazminattan indirim yapılmasını engeller. Üstelik, sorumluluktan kurtuluş nedenleri 6085 sayılı yasanın 50. maddesinde sınırlı olarak gösterilmiş olup "teknik arıza ise, bu nedenler arasında sayılmamıştır. Öyleyse, yerel mahkemece, "teknik arıza"nın etkisi oranında araç sahibi yararına maddi tazminattan indirim yapılması doğru olmadığından hüküm bu yönden davacı yararına bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan duruma göre davalılar vekilinin öbür temyiz itirazlarını reddine ve hükmün, 2. numaralı bend uyarında davalılar ve 3. numaralı bend gereğince de davacı yararına BOZULMASINA, istek olursa temyiz peşin harcının kendilerine iadesine ve murafaa için takdir edilen 1.000 lira avukatlık ücretinin davalılardan alınıp davacıya ve 1.000 lira avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalılara ödenmesine, 20.10.1975 gününde oybirliği ile karar verildi.