 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1975/3149
K: 1975/3436
T: 07.07.1975
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 6. Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 7.4.1975 tarih ve 396/242 sayıl hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, açılacak tazminat dava hakları saklı kalmak üzere sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi nedeni ile uzun süre terk edilerek yüzüstü bırakılan inşaatın Borçlar Kanununun 97. maddesi gereği giderleri davalılara ait olmak kaydı ile kendileri tarafından veya bulunacak bir müteahhit aracılığı ile tamamlattırılmasına ilişkin olup 17.12.1969 tarihli sözleşmenin akidi İ. Bumin'in 1971 Ağustos ayında öldüğü ve sözü edilen sözleşmenin 13. maddesindeki (ölüm halinde varisler mukaveleye bağlı olarak, inşaatı devam ettireceklerdir.) hükmüne dayanılarak ölen yüklenicinin oğlu Ö. Bumin'in inşaat devam ettiği ve daha sonra arsa sahipleri ile varis Ö. Bumin arasında 12.10.1971 tarihli sözleşmenin akdedildiği bu yüklencinin de verilen ek sürelere rağmen 16 aydan beri inşaatı terk eylediği vakıası açıklanmalıdır.
Mahkemece, inşaatın taahhüt tarihinde ifa edilmediği gibi bu tarihten sonra da müteahhidin ölümü ile yüzüstü bırakılmış ve kendi haline terkedilmiş olduğu saptanarak müteahhit nam ve hasıban B.K. nu 97. maddesi gereğince inşaata izin verilmesine karar verilmiştir.
Borçlar Kanununun 355. madesine göre eser (İstisna) sözleşmesi ile yüklenici iş sahibine vermeyi yüklendiği ücrete karşılığında bir şey imalini yüklenmektedir. Borçlar Kanununun 371. maddesinin 1. fıkrası gereği yüklenici öldüğü veya zarar doğurucu bir ihmali olmaksızın işi bitirmekten aciz kaldığı takdirde bu konudaki eser sözleşmesi son bulur. Yasasının adı geçen 371/1. maddesinde yüklenicinin kişisel yetenekleri söz konusudur. Sosyal ve Ekonomik
hayatın normal akışına göre, apartman yapımı kişisel yetenek isteyen bir şey olmakla esere sözleşmesinde esas tutulacak kişisel nitelikler arasında yüklenicinin özel mesleki bilgisi kuvvetle güven vermesi, özel krediye layık olması tecrübesi, denenmiş olması ve ünü gibi kişisel ve mal varlığına ilişkin özellikler sayılabilir. Bu özellikler gözönünde tutularak eser sözleşmesinin yapılmış olması doğal olmakla yasanın 371. maddesi emrettiği buyurucu- nitelikte bir hükümdü. Kaldı ki, yüklenicinin sağlığında mirasçılarının kişisel ve ekonomik hukukunu etkileyecek ve aşan biçimde eser sözleşmesinin 13. madesinde (ölüm halinde varisler mukaveleye bağlı olarak inşaatı devam ettireceklerdir.) şeklindeki irade beyanını açıklaması da geçerli de değildir. İş yüklenicinin kişisel yetenekleri gözönünde tutularak yüklenilmiştir. Yüklenici miras bırakan İ. Bufmin ile yapılan 17.12.1969 tarihli sözleşme BK. 371/1 gereği ölüm ile sona ermiştir. (fesih edilmiştir.) Bundan sonra ölen yüklenicinin mirasçısı oğlu Ö. Bumin ile arsa sahipleri arasında 12.10.1971 tarihli sözleşmenin yapılmış olmasıda miras bırakan ile yapılan sözleşmenin hukuken son bulduğu görüşünü teyit etmektedir.
Bu itibarla arsa sahipleri ile diğer taraf Ö. Bumin arasında imzalanan 12.10.1971 tarihli sözleşme, terk edilen inşaata taraflar arasında uygulama alanı bulabilen haklar ve ödevler yükleyen geçerli bir mutabakat olmakla bu hususa ilişkin itiraz yerinde değildir.
Ancak yeni sözleşme yüklenici Ö. Bumin ile mal sahipleri A.U. Yürtsever ve A.B. Yurtssever arasında yapılmıştır. Diğer davalılar bunun dışında kalmaktadır. Borçlar Kanununun 371. maddesi ve 2. bendi gereği diğer davalılar yönünden de inşaatın yürütülmesine karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddiyle temyiz olunan mahkeme kararının davalı taraf yararına BOZULMASINA ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine 7.7.1975 gününde oybirliği ile karar verildi.