 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E:1975/2174
K:1975/3159
T:20.06.1975
- DÖNME (RUCÜ) HAKKININ KAPSAMI
- İCRA MASRAFININ ARTMASINDA KUSUR
* ÖZET:Alacaklının, hüküm kesinleşmeden önce icra yoluna başvurması, yasanın ona sağladığı bir hak olduğuna göre, davacı idarenin bunu önlemediğinden söz açmak olanaksızdır. İdarenin aleyhinde verilen karar için Yargıtay yolunu seçmesi de bir hakkın kullanılması anlamında olup sonucu bekle yerek hükmün kesinleşmesi üzerine alacaklıya ödeme yapabileceğini düşünmek de olağandır. Davacının dönme (rucü) hakkının kapsamının belirlenmesinde bu hususun göz önünde tutulması gerekir.
(818 s. BK. m. 44)
Taraflar arasındaki davanın İnegöl Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan duruşması sonunda verilen 18.6.1974 gün, 555/361 sayılı kararın taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tüm dava dosyası okunup incelendikten ve de görüşüldükten sonra işin gereği düşünüldü:
1 - Yapılan soruşturmaya, toplanan kanıtlara, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici nedenlere, takdirde de bir yanılma olmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davacı vekilinin isteminde yer alan 3.799,73 lira icra giderlerinden 60/100'e düşen tutarın yerel mahkemece reddi gerekçesi olarak, davacı idarenin, mirasçının icra yoluna başvurmasını önlemediği için icra giderleriyle faizin doğumunun kendi kusurundan ileri geldiği gösterilmiş ise de, Samsun 1. İcra Memurluğunun 969/88 1 sayılı dosyasının içereği, bu gerekçeyi dayanaksız bırakmaktadır. Şöyle ki, kararda da açıkça kabul edildiği gibi, alacaklı, ilanın kesinleşmesinden önce icraya kendiliğinden başvurmuştur. Davacı idare, aleyhinde çıkan ödetme kararını temyiz etmiş, hüküm ise 9. Hukuk Dairesinin 17.10.1969 gün, 7382/9932 sayılı ilamı ile onandıktan sonra dosya mahkemesine 10.12.1969 gününde gelmiştir. Alacaklı vekili de, onama ilam örneğini icra dosyasına sunmuş, 30.1.1970 günündeki başvurması üzerine icra memuru, 30.1.1970 günlü yazı ile borcun dökümünü gösterir. 46.650,05 liranın ödenmesini davacı idareden istemiş, gelgelelim davacı idare, ödenek kalmadığı cevabını vermiştir. İşte davacı idarenin, 30.1.1970 günlü icra memurunun yazısının ulaşmasına karşın, borcu ödememekle bundan sonraki dönem için artan gider ve yürüyen faiz yönünden BK. md. 44 anlamında kusurlu bulunduğunun kabulü gerekir. Öyleyse davacı idarenin isteyeceği alacağın kapsamı, icra memurluğunun 30.1.1970 günlü yazısı, gözönünde tutularak belirlenmelidir. Bu yazıya göre 46.650,05 liradan 43.493,34 liranın indirilmesinden sonra arta kalan (3.156,71) lira, davacı idarenin sebebiyet vermediği icra gideri, avukatlık ücreti ile faiz toplamından oluşmuştur. Gerçekten de, davacı aleyhinde ödetme kararı alan mirasçı kendiliğinden mahkeme kararını kesinleşmeden icraya koymuştur. Bu mirasçının kesinleşmeden önce icra yoluna başvurması, yasanın ona sağladığı bir hak olduğuna göre, davacı idarenin bunu önlemediğinden söz açmak olanaksızdır. Öte yandan, davacı idarenin aleyhinde verilen karar için Yargıtay yolunu seçmesi de bir hakkın kullanılması anlamında olup sonucu bekliyerek hükmün kesinleşmesi üzerine alacaklıya ödeme yapabileceğini düşünmek de olağandır.
Demek ki, icra memurunun 30.1.1970 günlü yazısında açıklanan icra giderleri, avukatlık ücretiyle faiz toplamı 3.156,71 liranın davacı tarafından mirasçıya ödenmesinde kusurlu bulunduğu kabul edilemez. Tersine, 3.156,71 lira, davacı idarenin kusuru ile değil, lehine karar alan kişinin, kesinleşmeden önce icra yoluna başvurmasıyla oluşmuştur.
İşte yukarda bütün dayanaklarıyla açıklandığı üzere, davacının dönme (rusü) hakkının kapsamının belirlenmesinde ödenen 3.156,71 liranın da gözönünde tutulması gerekir. Öyleyse, yerel mahkemece, 3.156,71 liranın 6O/100'ünün de davalılara ödetilmesine karar verileceği yerde, istemin bu bölümünün reddi yoluna gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Sonuç: Yukarıda belirtilen duruma göre, davalı vekilinin bil. tün temyiz itirazlarının reddine, hükmün, açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, istek olursa temyiz peşin harcının davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 563.90 lira temyiz ilam harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine ve murafaa için takdir edilen 1000 lira avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, 20.6.1975 gününde oybirliğiyle karar verildi.