 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1975/4797
K: 1975/5966
T: 23.12.1975
DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 21.5.1973 ve 21.3.1974 gününde verilen dilekçe ile müvekkillerine ait 5708 ada 9 parseldeki binanın pis suların geçirilmesi için davalıya ait 26 parsel üzerinde irtifak hakkı tesisi istenmesi üzerine bozmaya uyalarak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.7.1975 günlü hükmün Yargıtayca, incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, ... dosya ve içerisinde bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Mahkemenin önceki kararı, bu davada aranması gereken koşulların yeterince saptanmamış olması nedeniyle bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
1 - Uyulan bozma kararı gereğince Belediye'den alının karşılık yazıda, davacılara ait binanın pis sularını Atatürk Bulvarındaki ana mecraya bağlanma olanağının bulunduğu bildirilmiştir. Bu yazıya karşı herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Böylece, olayda (olanaksızlık) halinin bulunmadığı belirlenmiştir.
2 - Bozma kararında işaret edilen (çok fazla gideri gerektirme) koşulu için mahkemece yaptırılan inceleme sonucu alınan rapor ise hatalı ve çelişkilidir. Zira;
a) Davacılar binalarının tamir, tadil ve yeniden inşa ameliyesine girerlerken kanal durumunu gözönünde tutmaları ve dolayısıyla pis su toplama çukurunu davalının parseline yakın bir yerde değil, Atatürk Bulvarına yakın yerde açtırmaları, meyil durumunu nazara alarak o kadar derinliğe girmeleleri, bodrumda ve kısaca projede değişiklikk yaptırmaları gerekirdi. Bunları yapmamışlarsa mesafe, meyil ve pompaj giderlerine de kendileri katlanmak zorundadır. Kusurlu hareketleri, bu davada kendileri için bir avantaj kabul edilemez. Bunun neticesi olarak da, pis su toplama çukurunun halihazır bulunduğu yerden kanala kadarki mesafe değil binanın Atarük Bulvarına bakan batı cephesinden kanala kadarki mesafe gözönünde tutularak kanal maliyet hesabı yapılmak gerekir.
b) Atatürk Bulvarındaki kanal yeri iyice saptanmak ve kanal genişliği sözü edilen mesafeye eklenmemek icabeder.
c) Pis su çukurundan bulvardaki ana kanala kadar olan mesafe tamamen mozayıkmış gibi hesap işlemi yapılması da hatalıdır.
ç) Hem 62 metrenin mozayıkmış gibi hesabının yapılması ve hem de bu mesafeye dahil olan asfaltın kırılması ve yapılması adı ile giderlere bir kalem ilavesi doğru olmadıktan başka, 2 metre derinliğine inilerek pis su yolu geçirilmesinden sözedildiğine göre ayrıca asfalt kırılması ve yapılmasının nedeni izahsız bırakılmıştır. Asfalt kırılmadan da pis su yolu geçirilme olanağı üzerinde durulmamıştır.
d) önceki bilirkişi pis su toplama çukurundan Tunus Caddesine kadarki mesafeyi 50 metre olarak hesaplamış ve bu mesafe için kanal masrafı olarak 5.000 lira göstermiş, son bilirkişi de raporunda bir mütalaaya iştirak etmiştir. 50 metre için 5.000 lira gideri uygun gören bilirkişinin 62 metre için 55.677 lira gider hesaplaması da çelişki teşkil eder.
Şu açıklamalar, bilirkişinin davanın mahiyet ve koşullarını kavrayamadığını, kanal işlerinde yetenekli olmadığını göstermektedir ki davalı vekilinin rapora itirazı yerinde iken ve kanal işlerinden anlayan bilirkişilerle mahallinde yeniden inceleme yapılmak gerekirken yetersiz ve çelişkili bilirkişi raporunun hükme dayanak tutulması doğru değildir.
3 - Büyük Ankara Oteli ve daha bazı binaların pis sularını Tunus Caddesindeki kanala bağlamış olmaları emsal kabul edilemez. Dosyadaki haritada görüldüğü üzere o taşınmazlar hem Atatürk Bulvarına, hem de Tunus Caddesine cephelidir. Olayımızda ise davacıların parseli Atatürk Bulvarına, davalının parseli Tunus Caddesine cephelidir. Ve davalının parseline bir külfet yükleme sözkonusudur. Kaldı ki, davalı vekilinin rapora itirazı reddedildikten sonra davalı vekili delil ikame etmek istemiştir. Hangi konuda delil ikame edeceği sorulmadan ve gerekirse bu deliller toplanmadan dava sonuçlandırılmıştır. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinde, Atarük Bulvarındaki kanala bağlanan binaları belirtmek üzere delil göstermek istediği ifade edilmiştir. Gerçekten, Bulvar üzerindeki binaların pis suların bu kanala bağlandıkları Belediye'nin 6.7.1973 günlü cevabında açıklanmıştır. O halde, mahkemenin bu konudaki gerekçesi de yerinde ve isabetli değildir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMMASINA, 1.000 lira duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine 23.12.1975 gününde oybirliği ile karar verildi.