 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1975/2515
K: 1975/3715
T: 16.09.1975
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 7.10.1970 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi gereğince 14 sayılı parselin müvekkili adına tescili istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 28.10.1974 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.9.1974 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Av. F.K. ile karşı taraftan bir kısmını vekili Av. S.K. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde oluduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne kara verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bitiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar inclenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Satış vaadi sözleşmesiyle edinilen şahsi hakkın başkasına devri mümkündür. Devralan kişi satıcıya karşı ferağa icbar davacı açabileceği gibi satıcı ölmüşse onun mirasçılarına karşı da bu hakkını kullanabilir. Olayımızda davacı şahsi hakkı devralan kişi, davalılar ise satıcının mirasçılarıdır. Mirasçıların tapuda intikal işlemi yaptırmış olmaları kendilerini üçüncü kişi durumuna sokmaz. Bu hususlar gözönünde tutulmadan, davacı ile davalıların murisi arasında yapılmış bir sözleşme olmadığında ve davacının devri senedine dayanarak bir aynı hak talebinde bulunamıyacağından bahisle davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Diğer taraftan, bir başka dava dolayısıyla bu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konmuş olması işbu ferağa icbar davasının reddini gerektirmez. Kaldı ki, S.T. tarafından davalılar aleyhine açılan 1963/43 sayılı tapu iptali davası redle sonuçlanmış, derecattan geçerek kesinleşmiş olmasına göre o dava zımnında konan tedbir de kendiliğinden mürtefi olmuştur.
O halde; davaya bakılmak, işin esası incelenmek, bu meyanda davalıların muvazaa konusundaki savunmaları ve bunun davacıya karşı ileri sürülmesi koşulları üzerinde durulmak, karar yerinde toplanan deliller tartışılarak sonucuna görebir hüküm tesis edilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şeklide karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.000 lira duruşma vekalet ücretini davalılardan alınarak davacıya verilmesine ve peşin harcın istek halinde temyiz eden iadesine 16.9.1975 gününde oybirliği ile karar verildi.