 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1975/3352
K: 1976/323
T: 23.01.1976
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın redine ilişkin olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, davalının 3.1.1964 günlü resen düzenlenmiş senetle taşınmazının satışını vadettiği halde ferağ vermiyerek kendisini oyaladığını, sonradan bu yerin üçüncü kişi adına kayıtlı olduğunu öğrendiğini ileri sürerek verdiği parasının faiz ve tazminatla birlikte ödetilmesini istemşitir.
Mahkemece, satış vadi sözleşmesini düzenlendiği 3.1.1964 tarihinden bu davanın açıldığı 22.1.1940 gününe kadar Borçlar Kanununun 125. madesinde yazılı on yıllık sürenin geçtiğinden sözedilerek davanın redine karar verilmiştir.
Zamanaşımı yönünden, taşınmaz mal satış vadi sözleşmelerinden doğan davalar için Borçlar Kanununda ayrı bir hüküm bulunmadığından aynı Kanunun 125. maddesinde yazıl on yılık zamanaşımı süresi uygulanır. Bu görüş gerek öğretide ve gerek uygulamada benimsenmiş bulunmaktadır.
Davacının dayandığı satış vadi sözleşmesinde ferağ verilmesi için bir dava belirtilmediğine göre Borçlar Kanununun 74 ve 128. maddeleri uyarınca davacı, sözleşmenin düzenlendiği tarihte tescil istiyebileceğinden,zamanaşımı süresi de tescil davası yönünden bu tarihte başlar. Ancak bu sözleşmeye dayanılarak açılacak satış parasının geri alınması davası içi zamanaşımının başlangıcı 30.6.1940 gün ve 31/47 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi, davalının takrir vermekten kaçındığı tarihtir. Bu durumda davacının davalıyı ferağ vermeye davet ettiği ve davalının bundan kaçındığı tarihin tesbiti ve zamanaşımı başlangıcını bu günden itibaren hesap edilmesi, şayet davacı ferağ istememiş ise sözleşme tarihinden on yıl sonra tescil isteme hakkını zamanaşımına uğrıyacağı ve alacak zamanaşımını da bu tarihten başlayacağı gözönüne alınması gerekir.
Öteyandan davalının karşılı dilekçesinde ileri sürdüğü, davacı tarafından bu taşınmaz üzerinde gecekondu yapıldığı şeklindeki savunmasından taşınmazın davacıya teslim edildiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz mal davacı elinde bulunduğu sürece zamanışımı işlemez. O halde mahkemece bu yönler gözetilmeden ve eksik inceleme ile davanın reddedilmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir edilen 1000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınmasına ve aşağıda yazılı peşin harcın istek halinde iadesine 23.1.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.