 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1975/4355
K: 1975/6701
T: 07.07.1975
DAVA : Alacaklı İstanbul U.H. ve M. derneği ile borçlu M.K. a müteallik olmak üzere İSTANBUL 11. İcra Hakimliğinden verilen 5.3.1975 tarih ve 29-130 sayılı kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 24.4.1975 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu hakkında 25.11.1974 tarihli talepname ile 1974 yılı Eylül Ekim ve Kasım ayları kirası tutarı 2.250 liranın tahsili ve temerrüt halinde tahliye için 1.6.1973 tarihli kira kontratosu ve kira parasının tesbitine dair mahkeme ilamına istinaden takip yapılmış ve borçlu 2.12.1974 tarihli dilekçesiyle alacaklının takibe başlamasından evvel Eylül - 1974 kirası 750 lira ikametgahta ödemeli olarak 5.9.1974 tarihli posta havalesi ile Ekim 1974 kirası, 750 liranın keza ikametgahta ödemeli olarak 1.10.1974 tarihinde posta havalesiyle ve Kasım 1974 kirasının da aynı şekilde 1.11.1974 tarihli posta havalesiyle ikametgah da ödemeli olarak gönderdiğini ve bu paraların alınmaması dolayısıyla sorumluluğun kiralayan alacaklıya ait olduğunu ileri sürerek takibe itiraz etmiştir. Bilahare bu paraların 10. Sulh Hukuk Hakimliğinin tevdi mahalline ilişkin kararı ile 17.1.1975 tarihinde T.İ.B. na yatırıldığı anlaşılmıştır.
Bu halde, Olayın İ.İ.K.nun 269 ve bu maddenin atıf yaptığı B. K.nun 260 ncı maddesi hükümlerine göre tetkiki gerekir. Ödeme emrinde de yazılı olduğu veçhile paranın alacaklıya usulü veçhile ödenmek istenip istenmediği olaya uygulama bakımından tesbiti gerekeceğinden bu maddeler açısından incelendiği takdirde görülecektirki, Borçlar K. 260. maddesi ile kiracı kira müddetinin hitamından evvel muacceliyet kesbeden kiraları tediye etmemiş olursa kiralayan 30 günlük bir süre tayin ederek birikmiş olan kira bu süre zarfında verilmediği takdirde mehlin hitamında akdi feshedeceğini kiracıya ihtar edebileceği kabul edilmiştir. Akitten doğan bir alacak olması sebebiyle bu yasanın 73.ncü maddesinin 1. fıkrası gereğince alacaklının verme zamanında mukim bulunduğu yerde ödenmesi gerekir. İcra takibinden evvel borçlu bu hükümlere riayet ederek alacaklı kiralayanın ikametgahında ödenmesi kaydıyla parayı posta havalesiyle göndermiş ve fakat alacaklı gönderilen ve akit şartlarına uygun olarak ifası gerekli olan bu paraları almamıştır. Bu halde alacaklının temerrüdü bahis konusu olup borçlunun icra takibinden evvel bir temerrüdü söz konusu edilemeyeceğinden alacaklının bu nedene dayanarak mecurun tahliyesini istemeye yukarıda yazılı yasa hükümlerine göre hakkı yoktur. Alacaklı yedi ihtiyarında olduğu halde bu alacağını almaktan imtina etmiştir. Şu halde, icra takibinden evvel bir temerrüd bahis konusu olmadığı cihetle aktin feshi ile tahliye isteminin reddine karar verilmesi yasa hükmü gereğidir. Borçluya atfı mümkün bir kusur neticesi icra takibine sebebiyet vermiş değildir. Borcunu merciin kabul ettiği veçhile icra dosyasına ödemekle de yükümlü tutulamaz. Alacaklının almasına kanuni engel olmayacak şekilde tevdi mahalline yatırılmasının borçtan kurtulduğu kabul edilmiş olmasına göre tahliyeye karar verilmesi hukukun esas prensiplerine de aykırı olur. M.K.nun 2. maddesi bir hakkın sırf gayri izrar eden kötü kullanılmasını kanunun himaye etmeyeceği prensibini vazetmiştir. Olayın bu açıdan tetkiki halinde kiralayanın icra ödeme emriyle tayin edilen 30 günlük süreden faydalanma amacı ile hareket ettiğini açıkça belli etmekte olduğundan bu şekildeki hak kullanmak iyi niyet kaideleri ile bağdaşamıyacağından himayeye mazhar olamaz. Hukuk Genel Kurulunda da İçtihad bu doğrultuda teessüs ettiğinden bu durumda alacaklının tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı nedenlerle kabulü isabetsiz temyiz itirazları yerinde görüldüğünden temyiz olunan mercii kararının borçlu yararına İ.İ.K.nun 366 ve H.U.M.K.nun 428 nci maddeleri uyarınca BOZULMASINA 7.7.1975 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Temyiz olunan merci kararında belirtildiği üzere borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emrinin tebliğinden itibaren 30 günlük süre içersinde posta ile gönderilen paraların bekleme süresi bitmiştir. Bu halde borçlu postaya yatırdığı parayı geri alabileceğinden bunları postaneden alıp 30 gün süre içersinde icra veznesine yatırması gerekirken bu süreden sonra Sulh Mahkemesine başvurarak tevdi mahalli tayin ettirip bankaya yatırması borçluyu borcundan kurtaramıyacağı ve bu halde temerrüdü sabit olduğundan aktin feshi ile mecurun tahliyesine karar verilmesi doğrudur. Bu sebeple merci kararının ONANMASI oyundayım.