 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1975/4547
K: 1975/6889
T: 01.01.1975
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Sivas Asliye 1. Hukuk Hakimliği)nce verilen 7.10.1974 tarih ve 1125/352 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı şirket ile davalı avukatları tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı Koll. Şti. vekili, davalı ile 19.7.1961 tarihinde tanzim edilen sözleşme ile her türlü inşaat işlerini yapmak üzere bir adi ortaklık tesis edilmiştir. Ortaklığa gereken sermayeyi, davacı şirket temin edecek, kar taraflar arasında yarı yarıya bölüşülecektir. Davacı taraf taahüdünü yerine getirdiği halde davalı sözleşmeye riayet etmiyerek hiçbir hesap vermediğinden (T.T.)yi de vekaletten haksız olarak azlettiği için ortaklığın feshine, (478.000) lira sermaye alacağının ve hesabın görülmesi sonunda tahakkuk edecek alacağın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, adi ortaklık feshedilmediği için bu şekil dava açılamaz. Davacı taraf sermaye taahhüdünü ve diğer yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. Davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Mahkemece özetle, yaptırılan bilirkişi heyetleri asıl ve ek raporları bunlar üzerinde bilirkişi (İ) tarafından yaptırılan tetkikat ve mahkemece hukuki yönden takdir edilen hususlarla bozmaya uyularak; (Taraflar arasında mevcut ortaklığın feshedilmesine, kabül ve hesap edilen (474.808.62) liranın dava tarihinden itibaren % 5 faizi ile birlikte davalı tarafdan alınıp davacı tarafa verilmesine, her iki tarafın aksine iddia ve savunmalarının reddine, hesap edilen (525.408,62) lira üzerinden davacı taraf vekiline (26.109) lira vekalet ücreti ödenmesine...) karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasıdaki uyuşmazlık, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkindir.
Davacı sermaye ve kar payının tahsilini istemiş ve bozma kararında davanın feshi de tazammun ettiğine, işaret olunmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak inceleme yapılmış, fesih ve tasfiye hususları kesinleşmiştir.
Ancak dava yukarda değinildiği gibi sermaye ve kar payının tahsiline ilişkin bulunmasına göre, tasfiyenin mahkemece yapılması gerekir.
Adi ortaklık muamelelerinin devam etmesi muvacehesinde davanın devam ettiği süre içinde meydana gelen kazanç ve yapılan masrafların da nazara alınması lazımdır. Nitekim mahkeme de bu nedenle elli bin liralık bir ödemeyi tenzil etmiştir.
Bu durumda taraflara uygun bir mehil verilerek gelir ve gider ile ilgili olarak nazara alınmasını istedikleri meblağları bildirmeleri ve belgelerini ibraz etmeleri ve istenmeli, ve mehlin sonu itibariyle bilirkişiye bilanço tanzim ettirilerek bunun hakkında tarafların görüşleri alındıktan sonra, ileride ortaya çıkabilecek alacak ve borç iddiaları ayrı bir davaya konu olmak üzere, bir karar verilmelidir. Nitekim davalı 1972 yılında S.S.K.na ödediği primle ilgili belge ibraz etmiş ve bunun gözönünde tutulmasını istemiştir.
Şu halde mahkemece, açıklandığı şekilde inceleme yapılarak bir sonuca ulaşılmalıdır. Bunun yapılmaması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA ve biner lira vekillik ücretinin tarafların her birinden alınarak diğerine verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine 1.1.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.