 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1975/3709
K: 1975/6182
T: 13.11.1975
DAVA : Davacı vekili müvekkilinin bulunmadığı bir sırada 7.4.1970 günü davalılar bizzat veya mümessillerini toptan manifatura satış mağazasına göndererek rıza helafına içeri girip hiçbir kanuni yetkileri olmadığı halde mağazada bulunan 1.316.632 lira değerinde mallar alıp göndermiş veya tahrip etmiş olduklarını ticari defter ve sair belgeleride aldıklarını bu olayın etkisi ile müvekkilinin sinir hastası olduğunu olayı müteakip alacaklı olduğu iddiası ile bir firma tarafından mağazaya haciz koydurulup kapısının mühürletildiğini iddia ederek tesbit edilen 1.316.632 lira maddi zarar ile ticari itibarın sarsılması kredi kaybı ve olayın verdiği derin üzüntü nazara alınarak 400.000 lira manevi tazminatın faizile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf vekilleri olayda haksız fiil bulunmadığını davacının aldığı malların bedelinden olan borçlarını ödeyemediğinden yerine mal vermeyi teklif ettiğini bu teklifi kabul olunarak davacının mağazasına gidip oradakilerin huzurunda bilirkişilerce tesbit edilen değerdeki malları geri aldıkları davacının yine de fazlaca borçlu kaldığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece mübrez belgelere dinlenen tanık beyanlarına dayanılarak savunmanın kabulüne ve ispat edilmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı temyiz etmiştir.
KARAR : 1 - Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi gereğince aksine hüküm olmadıkça dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla görevlidir. Şu kadarki bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa ticari davalara o mahkemede bakılır. Kayseri'de ayrı bir Ticaret Mahkemesi mevcut değildir. Memleketimizde Ticaret Mahkemeleri halen Ankara, İstanbul ve İzmir'de bulunmaktadır. Bu yerlerin dışında bulunan asliye ve sulh mahkemeleri ticari davalara dahi bakmakla görevlidir. Bu itibarla davacının ayrıca ticari dava açmakla muhtariyetine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ticari davalarda da özel hükümler dışında genel hükümler uygulanır.
2 - İşin esasına gelince yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıya ait Kayseri'deki mağaza ve depolarındaki ticari malların davalılar tarafından alınması olayına ilişkin bulunmaktadır. Davacı taraf bunun ihkak suretile ve özellikle haksız fiil niteliğinde olarak vuku bulduğunu davalı taraf ise malları davacının rızası ile ve alacaklarına mahsuben aldıklarının savunmuşlardır. Mahkeme savunmayı yerinde görerek davayı red etmiştir. Gerçekten ceza mahkemesi olayda suç unsurunun bulunmadığını ve hukuki nitelikte olduğunu kesinleşen ilamı ile tesbit etmiştir. Davacı ceza davasına müdahil olarak iştirak etmiş ve fakat vaki temyizi reddedilerek hüküm onanmıştır. Davalılara atfedilen eylemin meydana gelmesinde davacının mahkemenin de kabul ettiği gibi rızasının bulunduğu dosya münderecatından anlaşılmaktadır.
3 - Bu bakımdan olayın haksız eylem niteliği mevcut olmadığından manevi tazminata ilişkin talebin reddedilmesinde bir usulsüzlük görülmemiştir.
4 - Ancak davacı alınan mallarının bedelinin de tahsilini talep ettiğine göre mahkemece davalıların her birinin davacıdaki alacağının ve buna mukabil aldığı malın değerinin tesbit olunması ve bu amaçla taraflara delillerini ibraz ve ikam olanağının sağlanması gerektiğinde belgelerin ve defterlerin incelenmesi yetenekli bilirkişilerden rapor alınması ve davacının alacağı tesbit olunursa borçlusundan tahsiline karar verilmesi gerekirken bu yönlerden hiç bir inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda üçüncü bentde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin manevi teminata ilişkin temyiz itirazının reddile hükmün diğer bentlerde belirtilen nedenlerle BOZULMASINA ve 1.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalılarlan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harçlarının isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.11.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.