Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1975/2086
K: 1975/4647
T: 03.07.1975
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 5. Ticaret Mahkemesince verilen 20.11975 tarih ve 327/8 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalılardan D. Saraç avukatı tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili taraflarca D. Saraç ve ortakları daktilo ve sekreter kursaları adi komandit şirketi namıyla finanse bir şirket kurularak davalı Doğan'ın imzaya yetkili komandite şerik olarak tayin edilmiş ise de davalı kendisine verilen bu yetkiyi kötüye kullanmış suç sayılan fiiller işlemiş 200.000 liradan fazla şirket parasını zimmetine geçirmiş şirket hesabına bankalardan kredi alarak şahsi ihtiyacına kullanmış defterlerine yanlış kayıtlar düşürerek şahsi menfaatler sağlanmış makbusuz sarfiyet yapmış sözleşmenin 6. maddesi hükmüne rağmen kar tevzii yapmamış fakat yapmış gibi göstermiş ve Türk Ticaret Kanununun 187. maddesinde yazılı muhik sebepleri yaratmış ve ağır ihmalden de ötede ağır bir kasdın mevcudiyeti ortaya çıkmış ve delil tespiti raporları ile bu hususlar anlaşılmış olduğu cihetle Türk Ticaret Kanununun 267. maddesi delaleti ile 197. maddesi uyarınca şirketten ihracına 247. maddede delaleti ile 161 ve 187. maddeler uyarınca idari yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili 1.7.1955 tarihli sözleşmenin 14. maddesi gereğince ihtilafın hakem yolu ile halli gerektiğini mukayeseli bilançoların tetkikinden anlaşılacağı üzere şirketin çok iyi idare edildiğini sulh mahkemesinin tespit raporu maddi hatalarla dolu olup ona istinat edilemiyeceğini Türk Ticaret Kanununun 197. maddesine göre şirketin feshinin istenebileceği hallerde ve mukavelede hüküm bulunduğu takdirde ortakların ekseriyeti ortağın şirketten çıkarılması suretile şirketin devamını isteyebileceğini halbuki sözleşmede buna dair bir hüküm bulunmadığından şahsi hallerden dolayı ihracın mümkün olmıyacağını şirketin 625 sayılı kanun kapsamına giren bir eğitim müessesesi olduğunu davacı iddialarının aslı olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalı şirket vekili davaya cevap vermemiş davaya katılan şeriklerden S. Yener ise davacıların iddialarına iştirak etmiştir.
Mahkemece ticaret sicilindeki kayıtlara göre şirket ve şeriklerin tamamanını davaya dahil bulunduğu sermayenin bütün şeriklerce muntazam tutmadığı şirket paralarını zimmetine geçirdiği şirket kasasında para olduğu halde kredi temini için bankalara hatır bonoları verdiği ve ayrıca borç paralar aldığı ve bir kısmını şahsi ihtiyaçlarına harcadığı ve şirkete 1971 yalında 239.841 lira borçlu görüldüğü bazı defter kayıtlarını tutmadığı çalışmadıkları halde bazı kimseler çalışmış gösterilerek paralar ödendiği hasılı davacıların iddialarının haklı ve varit bulunduğu sabit görülerek davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına ve şirketi temsil yetkisinin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Hükmü davalı D. Saraç temyiz etmiştir.
1 - Türk Ticaret Kanununun 267. maddesi gereğince kollektif şirket ortağının çıkarılmasına ilişkin hükümler komandit şirketler hakkında da uygulanır. Bu hükümler arasında bulunan 197. maddenin ilk fıkrasında mahkeme kararına müsteniden ortağın çıkarılmasına ilişkin bir hüküm mevcut değil ise de itirazen 2. fıkra gereğince incelemek durumunda bulunan mahkemenin bidayeten dava üzerine ortağın çıkarılmasına muhik sebepler muvacehesinde karar verilmesi gerekir.
2 - Ancak sözü edilen 267. maddenin yollamasını komandit şirketlere ilişkin hükümlerin özelliklerini gözönünde bulundurarak değerlendirmek lazımdır.
3 - Türk Ticaret Kanununun 243. maddesinde komandit şirket ticari bir işletmeyi bir ticaret ünvanı altında işletmek maksadı ile kurulan ve şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının mesuliyeti tahdit edilmemiş ve diğer ortak veya ortakların mesuliyeti muayyen bir sermaye ile tahdit edilmiş olan şirket şeklinde tanımlanmıştır. Sorumluluğu sınırlı olmayan ortaklara komandite sorumluluğu sınırlı olanlara komanditer denir. Bu itibarla komandit şirketin teşekkül edebilmesi için en az bir komandite ortağın birde komanditer ortağın bulunması şarttır.
4 - Olayda davacılar kamndit şirketin komanditer ortakları ve davalı komandite ortağıdır. Davacı komanditer ortaklar davalı komandite ortağı şirketten ihracına karar verilmesini istediklerine ve mahkemece bu istek kabul edilerek komandite ortağın şirketten ihracına karar verildiğine göre komandit şirketin komandite ortağı kalmadığından şirketin bu vasfını yitirmesi sonucu ortaya çıkar. bu durumda şirket kendiliğinden diğer bir ticari şirket haline inkilap edemiyeceğinden vasfını kaybeden komandit şirketin infisah edeceğini düşünmek lazımdır.
5 - Davacılar komandit şirketin feshini istememişlerdir. o halde bu koşullar altında feshi istenmeyen komandit şirketten mevcut komandite ortağın çıkarılmasına ilişkin isteğin reddi iktiza eder.
6 - Kaldıki komandite ortağa etfedilen muamelelerin 17 yıldan beri aynı şekilde devam ettiği ve bir aile durumunda olan davacı komanditlerden İhsan'ın aile reisi olması bakımından davalı komandite ortak ile birlikte hareket ettiği ve onun şahsi hesabına komandite ortağınkinden çok daha fazla meblağların şirketten intikal ettiği ve devamlı olarak vergi matrahının sahih olmayan müstahdem kadroları ile düşürülmesine itina gösterildiği anlaşılmaktadır.
Komandit bir şirketin bütün ortaklarının açık veya zımni muvafakat ve kararları ile yapılan muamelelerin usulsuzlüğüne dayanılarak komandite ortağın ihracının istenilmesi objektif iyi niyet kurallarına da aykırı düştüğünden komandite ortağın ihracı için haklı bir sebep teşkil etmez.
7 - Açıklanan esaslar gözönünde tutularak davanın reddi yolunda karar verilmesi gerekirken komandit şirketin mevcut komandite ortağının ihracı şeklinde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 3.7.1975 tarihinde oybirliğiyle karar veridi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini