 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:1975/1825
K:1975/3573
T:02.05.1975
* ÖZET:Bononun lehtarı başka kişi olduğu halde, bu bono ile hiç bir ilgisi bulunmayan davalı lehtar kabul edilerek bononun iptaline karar verilmesi doğru değildir.
Mahkeme kararında, bütün ilgilileri kapsayacak şekilde bonoların iptaline karar verildiği kuşku ve şüphesinin doğmaması için iptalin lehtar davalı yönünden olduğu açıkça belirtilmelidir.
P. Ö. ile G. A. arasındaki çıkan davadan dolayı Ankara As. 1. Ticaret Mahkemesince verilen 29.3.1974 gün ve 241/84 sayılı hükmü bozan dairenin 9.1.1975 gün ve 3496/74 sayılı ilamı aleyhinde davacı avukatı tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, aldığı daire dolayısiyle verdiği bonoların davalı tarafından vecibesi yerine getirilmeden tahsiline tevessül edildiğinden bahisle 24 adet bononun istirdadı ve zuhulen verilen bin liralık bononun iptalini istemiş, mahkemenin talebe uygun olarak verdiği karar dairemizce bonoların muaccel olması için iskan ruhsatının alınması şartını ihtiva eden anlaşmadaki imzayı davalı kabul etmediği gerekçesile bozulmuş ve bu kararı davacı avukatı temyiz etmiştir.
1 - 5.6.1973 tarihli ve parmak izini ihtiva eden taahhütnameyi davalı vekili 24.1.1974 tarihli dilekçesinde mahkeme kararında da belirtildiği gibi kabul ettiğine göre aynı tarihli ve imzayı muhtevi anlaşma altındaki imzasını davalının inkar etmesi sözü edilen taahhütname münderecatı karşısında sonuca etkili bulunmadığından buna yönelik karar düzeltme isteğinin kabulü gerekir.
2- Ancak mahkeme kararında iptaline hüküm verilen 5.8.1973 vadeli (1000) liralık bononun lehtarı A. A. olduğu halde bu bono ile hiç bir ilgisi bulunmayan davalının lehdar kabul edilerek iptali yolunda karar verilmesi doğru değildir.
3-Her ne kadar 7.11.1973 vadeli 2 adet biner liralık davalının lehdar olduğu emre muharrer senet mevcut ise de bunlardan birinin iptali, tarafların arasında uyuşmazlık bulunmayan bakiye (30.000) lira borcu tenzil sonucunu vereceğinden, isabetli değil ise de, nihai hükümde (30.000) liralık borcun vadeleri tesbit edildiğinden bu husus bozma sebebi sayılmamıştır.
4- Mahkeme kararı davalı alacağının bonoya müstenit olmak vasfını kaldırmış olmakla beraber bu yönden davalının karar düzeltme isteği bulunmadığından bu yanlışlık bozma sebebi olarak mütalaa olunmamıştır.
5 - Mahkeme kararından bütün ilgililere san olacak şekilde bonoların iptaline karar verildiği tereddüt ve şüphesi hasıl olabileceğinden iptalin lehtar davalı yönünden olduğunun açıklanması, daha doğru bir deyişle, davacının davalıya belli emre muharrer senetlerden dolayı halen muaccel bir borcu bulunmadığının ve vadelerinin, mahkeme kararında belirtilen şekilde iskan müsaadesinin alınmasından sonra birer ay fasıla ile tesbitinin hüküm altına alınması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi de doğru değildir.
Sonuç: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle geniş kapsamlı bozma kararı niteliğini taşıyan Dairemizin 9.1.1975 gün ve 974/3496, 75/74 sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün 2 ve 5. bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 2.5.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.