 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1975/8355
K: 1976/3924
T: 20.05.1976
DAVA : Davacı, davalıya ait işyerinde işçi olarak çalışmakta iken, meydana gelen iş kazasında malul kalması üzerine, uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece maddi tazminat isteği tümüyle reddolunmuş; manevi tazminata ise, kısmen hükmolunmuştur.
Davalı Kollektif Şirkete ait Fındık Fabrikasında işçi olarak çalışan davacı, tenekeye doldurulmuş kabuklu fındığı değirmen miline dökmek istediği sırada saçlarının dönen mile dolanması sonucu yaralanmış ve bu yaralanma olayı, onda ömürü boyunca saçsız kalma gibi bir sekel'e neden olmuştur.
Mahkemece, ayrı bir kusur incelemesi yaptırılmamış olmakla beraber, işveren; iş güvenliği müfettişliğince idari aşamada yapılan soruşturma sonunda düzenlenen raporda, kadın işçilere file giydirmemesi, değirmen göbek milini bir koruyucu ile örttürmemesi ve ayrıca elavatörden fındıkların olukla akıtılmayıp teneke ile elle döktürülmesi nedenleriyle % 100 oranında kusurlu bulunmuştur.
Olay tarihinde 1953 doğumlu olan davacı bir genç kızdır. İşverenin ağır kusuru sonucu evlenme çağında, ömrü boyunca saçsız kalmak gibi bir bahtsızlığın kurbanı olmuştur. Bu durumun onun evlenme şansını ağır ölçüde etkilediği, büyük bir olasılıkla ve en azından gelecekteki hayatında onu bir kocanın desteğinden yoksun kılacağı söz götürmez. Davacı bu haliyle bazı işleri yapamıyacak ve bazı hizmetlere kabul edilemiyecek bir duruma düşmüştür. Halen eski mevsimki işine devam edip etmediği bilinmemektedir. Eski işine devam etmiş olması nedeniyle bir kazanç kaybı şimdilik söz konusu olmasa bile, geleceği neler getireceğini önceden kestirmek olanağı yoktur. Geleceğin aleyhteki olasılıklarından işçi zarar görmemelidir. Günümüzde bazı işlere alınacak genç kızların fizik yapılarının ve gösterişlerinin dikkate alındığı bir gerçektir. Uğradığı iş kazası sonucu maddi varlığından saçı gibi önemli bir parçasını kaybetmiş olan davacının maddi zararının olamıyacağı görüşü çağımız ve hele günümüz koşulları içerisinde savunulamaz.
Kısmen hükmolunan manevi tazminata gelince: Manevi tazminatın miktarını tayin konusunda her ne kadar yasa belli bir ölçü getirmemiş ise de; hakimin tazminatın miktarını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını gözönünde bulundurmak suretiyle bozulmuş olan ruhsal ve bedensel huzuru Medeni Kanunun 4 ncü maddesinde yazılı hak ve nesafet kurallarına uygun düşecek biçimde tayin ve takdir etmek durumundadır. İşverenin ağır kusuru sonucu vukua gelen iş kazası 19 yaşında genç kızlık çağı içinde bulunan davacıda tıbben giderilmesi olanaksız bulunan sekel'ler bırakmış ve bu hal bir genç kızın çok önemli bir ziyneti olan güzelliğini yok etmiştir. Bu durumda ömrü boyunca yaşam hevesini yitirmiş bulunan davacının hükmolunan tazminatla tatmin edilmiş olabileceği düşüncesi isabetli sayılamaz.
Şu açıklamalara göre mahkemece yapılacak iş, çevrenin özellikleri dikkate alınarak davacının, aynı kültür ve sosyal seviyede bulunan bir genç kıza nazaran, saçlarını tamamiyle kaybetmiş olmasının, ne gibi kazanç kayıplarına yol açacağını uzman bilirkişi aracılığıyla saptamak suretiyle maddi; hak ve nesafet kurallarına da ters düşmeyecek ölçüde de manevi tazminata hükmetmektir.
O halde, davacının bu yönü amaçlıyan temiyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye geri verilmesine, 20.5.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.