Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E:1975/82
K:1975/1823
T:03.04.1975
  • HASTALIK SİGORTASINDAN YARARLANMA KOŞULU
ÖZET : İş kazaları ve meslek hastalıkları dışındaki hastalıklarda sigortalıya sağlanan haklar yurt içi olanakları ile kesinlikle sınırlanmış tır.
506 sayılı yasada öngörülen harçtan bağışıklık yargı harçlarını kapsamaz.
(506 s. SSK. m. 32, 126)
Davacı, yurt dışında yapılan tedavi ücreti 32.243,50 liranın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm, davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Ulusu adına yargı yetkisini kullanan Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin Başkanı M. Çenberci ve Üyeleri F. Uluç, t. Gürsoy, H. D. Mutlu ve M. Cuhruk'un katıldığı 3.4.1975 tarihli oturumda Tetkik Hakimi M. S. İnce tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
506 Sayılı Yasa sigortalılara "hastalık" konusunda da sosyal güvenlik sağlamıştır. Bu sosyal güvenliğin kapsamını, bir başka anlatımla, bu sigorta kolundan sağlanacak yardımların neler olduğunu, 506 Sayılı Yasa 32 nci maddesinde belirlemiştir. Buna göre, hastalık sigortasından sağlanan yardımları, Kurumun kendi olanakları ve gerektiğinde yurt içindeki diğer sağlık kuruluşlarından yararlanabilme ile kesinlikle sınırlanmıştır. Aynı Yasanın 33 ve 34 ncü maddeleri, 32 nci maddenin kapsamına giren yardımların ayrıntılarını ve uygulama yöntem ve sürelerini göstermekle 32 nci maddeye geniş bir yorum getirecek nitelikte değildir.
Sosyal güvenlik ilkeleri parasal kökenlidir. Aktüarya ve olasılık hesaplarına dayanır ve alınan prim ile sağlanan sosyal güvenlik kapsamı arasındaki oran, yasalarla ve bu hesaplara göre saptanır. 506 Sayılı Yasanın 32 nci maddesi de, iş kazaları ve meslek hastalıkları dışındaki hastalıklarda sigortalıya sağlanan hakları, yurt içi olanakları ile kesinlikle sınırlamıştır. Yasa koyucu, aynı yasanın 12 nci maddesinde iş kazası ve meslek hastalıkları için gerektiğinde yurt dışı tedaviden sigortalıların yararlanabilmeleri olanağını tanırken 32 nci maddesinde hastalık sigortası için yurt içi olanakları ile ve açıkça bir sınırlama getirmesi, yoruma gerek duyurmayan kesin iradesini göstermektedir. Ayrıca 7/4209 sayılı Sosyal Sigorta İşlemleri Tüzüğünün 98 ve devamı maddeleri yurt dışı tedavi olanaklarını özellikle ve ayrıntılarıyla belirterek bu sonucu bir başka açıdan kesinlikle doğrulamıştır.
Öbür yandan, yasa ve özellikle sosyal güvenlik kurallarının yorum ile genişletilmesi veya daraltılması, eşitlik veya mantıksa] sonuçlara uygunluk sağlama amacı ile olsa dahi, yasadaki açıklık karşısında, yasa uygulayıcılarının yetkisi dışındadır.
Davacı, 6.9.1972 tarihinde iş yerinden vizite kağıdı almış, Kurum sağlık kuruluşlarına hiç başvurmadan 11.9.1972 tarihinde Ankara Üniversitesi Hastanesine başvurarak 16.9.1972 tarihine kadar hastanede yatmış, oradan aldığı tavsiye üzerine yine Kuruma başvurmadan, 10.10.1972 ila 31.10.1972 tarihleri arasında yurt dışında tedavi olmuştur. Dava ile, yaptığı tüm masrafların Kurumdan tahsilini istemektedir. Belirtilen tarihlerden de açıkça anlaşılacağı gibi, acil bir durum, olayda söz konusu değildir. Davacı, tamamen kendi isteği ile hareket etmiş, tedavisi için özel imkanlarını kullanmış, yasanın 32 nci maddesinden yararlanma yolunu seçmemiştir. Aynı yasanın 118 nci maddesi ile 7/4209 sayılı Sosyal Sigorta İşlemleri Tüzüğü'nün 87 ile 90 ncı maddelerinde gösterilen prosedüre uymamıştır. Bu suretle 506 Sayılı Yasa'nın, sigortalıların hastalık sigortasından yararlanabilmeleri için öncelikle Kurumun kurduğu örgütten yararlanmaları ön koşulu gerçekleşmemiştir. Sigortalının hastalığını tedavi ettirebilme hakkı, bu koşulla sınırlıdır. 7/4209 sayılı tüzüğün anılan maddelerindeki özel hallerde olayda İddia edilmemiş ve gerçekleşmemiş olmakla, davacının yurt içinde ve yurt dışında, tedavisi için sarfettiği miktarın davalı Kurumdan isteyebilme hakkı doğmamıştır.
Bu nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde, 506 Sayılı Yasadan evvelki kurallara ve özellikle iş kazasına ait olan bir Yargıtay ilamına dayanarak, davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı, davalı Kurumun bu yönü amaçlıyan temyiz itirazları yerinde olup bozma nedenidir.
2-506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 126 ncı maddesinde öngörülen harçtan bağışıklık Yargı harçlarını kapsamamaktadır. Bu yön, 3.3.1975 günlü ve 3/2 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulu İçtihadı Birleştirme Kararı ile de açıklanmıştır.
Öbür yandan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararlarının kesinleşmiş hükümleri etkiliyemiyeceği anlamında - geriye yürümemekle birlikte görülmekte olan bütün işlere uygulanacakları hususu söz götürmez.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, harçtan bağışıklıktan bahsile, ilam harcına hüküm verilmemesi usule ve yasaya aykırıdır ve yargı harçları konusu, kamu düzenini ilgilendirmesi bakımından başvurmanın, başvuranın durumunu kötüleştiremiyeceği yolundaki usul kuralı da burada geçerli değildir.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarda 1 ve 2 no'lu bentlerde açıklanan sebeplerden ötürü BOZULMASINA, (1) No'lu bentte Başkan M. Çenberci ve Üye F. Uluç'un muhalefetleri ile Üye t. Gürsoy, H. D. Mutlu ve M. Cuhruk'un oylarıyla ve oyçokluğuyla, 2 no'lu bentte oybirliğiyle 3.4.1975 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI:
506 Sayılı Yasa'da hastalık sigortası gereği olarak sağlanmış bulunan sosyal sigorta yardımları, bu yasa'nın 32 nci maddesinde belirlenmiştir. Bu maddenin (A) fıkrası "sağlık yardımı yapılması" nı öngörmektedir. Sağlık yardımının kapsamını gösteren aynı yasanın 33 ve 34 ncü maddelerinde ise, Kurum, - açıkça ve hiçbir sınırlama olmaksızın - sigortalının iyileşmesine değin yardım yapmakla görevlendirilmiştir. Bu nedenle, 32 nci maddenin (A) fıkrasının, hastalığın iyileşmesine kadar yapılabilecek tüm muayene ve tedavileri kapsadığı ve amaçladığı açıktır. Bu amaç, gerektiğinde tedavi ve muayenenin yurt dışında yaptırılmasını da kapsar. Öbür yandan, bazı hastalıklara, ya da olanaksızlık nedeniyle (örneğin yurt içinde tedavi edilememe gibi) hasta sigortalılara bu yardımın yapılmayabileceğini düşünmeğe sevkeden açık bir yasa hükmü yoktur. Kaldı ki böyle bir düşünce, eşitlik ve sosyal güvenlik ilkeleriyle de bağdaşmaz. Bu yönden, 506 Sayılı Yasa'nın 32/A bendinde tüm hastalıkların ve tüm sigortalıların iyileştirilmesi ve bunun için gerekenin yapılması ödevi söz konusudur. Özellikle, Yasanın Kurumca yaratılmasını buyurduğu tüm tedavi olanaklarını - haklı nedenlerle de olsa - oluşturamamasının hiç bir "sağlık yardımı" yapmaması için kendisine hak verdiğini düşünmek, anayasal kökeni haiz sosyal güvenlik hukukunun ana kurallarıyla bağdaşmaz niteliktedir.
506 Sayılı Yasa'nın 32/A bendinin bu bendine özgü ve özel yorumu karşısında aynı maddenin (D) bendindeki "gerekli hallerde muayene ve tedavi için yurt içinde başka bir yere gönderilmesi" hükmünün, sigortalının (Ancak yurt içinde bir yere gönderilebilir, fakat yabancı memleketlere gönderilemez) yolunda yorumlama olanağı ortadan kalkmaktadır. Bu bent, yurt içinde tedavi olanaklarının öncelikle araştırılması ve ayrıca 506 Sayılı Yasanın sigortalının bağlı olduğu Kurum Sağlık kuruluşu veya hekimince sağlık hizmetlerinin görülmesi genel kuralının yetersiz kalması olasılığını gidermeyi amaçlamaktadır. Bu nedenlerle, bu bendin bazı kısıtlamalar getirdiği, özellikle yurt dışında tedavi olanağını taşımadığı söylenemez.
Sorun'un yasadaki düzenleme boşluğunun doldurulması çevresinde düşünülmesi durumunda da sonuç gene aynıdır. Gerçekten hasta sigortalılara iyileşinceye kadar sağlık yardımı yapılması ve yurt içindeki tedavi olanaklarını öncelikle değerlendirilmesi kuralı, 506 Sayılı Yasa'nın hastalık sigortası bölümünde düzenlenmiş değildir. Bu durumda, yurt içi olanakları ile tedavisinin olanaksız olduğu saptanmış hasta sigortalılar için tedavinin hangi kurallara göre yapılacağı konusunda yasada düzenleme boşluğu var demektir. Türk Medeni Kanunu'nun evrensel nitelik taşıyan birinci maddesinde, böyle yasal boşluklarda Hakime tanınan yetki gereği, bu boşluğun - yukarıda açıklanan sosyal güvenlik ilkelerine ve yasanın amacına uygun biçimde - yargı organlarınca doldurulması doğaldır. Herhalde, açık olan yön, yurt dışında tedavisinde tıbbi zorunluk bulunan hasta sigortalıların sağlık yardımından yoksun bırakılıp kaderlerine terkedilemiyecekleridir. Bunun tersi durumun günümüzde insan varlığını kutsal sayan ve onu korumayı Anayasal düzeyde baş görev sayan insancıl düşüncelerle ve bu düşüncelerin somutlaştığı sosyal güvenlik ilkeleriyle bağdaşmazlığı ortadadır. Bu konuda parasal kaygıların da yeri yoktur. Esasen daha az önemli konularda yardım ödevini kabul etmek, insanlık hakkı konusu olan sigortalının varlığını korumasız bırakmak, açık bir çelişki olur idi.
Bu nedenlerle, davacının yurt dışında tedavi olma zorunluğu saptandığı takdirde, tedavisi için yaptığı zorunlu giderlerin Kurumca ödenmesine karar verilmelidir. Ancak böyle bir zorunluğun olup olmadığı konusunda dosyadaki belgeler yeterli değildir. Özellikle davacının hastalığının niteliğini belirleyen tüm belgeler getirtilip bu hastalığın yurt içinde tedavi olanağının bulunup bulunmadığı ve yapılan giderlerin zorunlu ve doğru olup olmadığı gereğince ve yeterince araştırılmalı ve incelenmelidir.
Sayın çoğunluğun, davacının dava hakkı olmadığı yolundaki değerli görüşlerine bu nedenlerle karşıyız. Temyiz olunan hükmün, karşı oy yazımızda belirttiğimiz gibi, araştırmaya ve incelemeye sevk suretiyle bozulması oyundayız.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini