 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E:1975/4776
K:1976/1102
T:17.02.1976
* ÖZET:Memuriyeti gereği T.C. Emekli Sandığına bağlı olmakla beraber, içinde bulunduğu özel statünün verdiği olanaklardan yararlanarak reasürans şirketi emekli sandığının uzun süreli sigorta kollarından da yararlanmayı tasarlayıp sözleşme yapan ve yükümlülüklerini düzenli şekilde yerine getiren kişi, şirket sandığının sağladığı emeklilik hakkından da yararlanmalıdır.
(506 s. SSK. m. Geçici m. 20)
Davacı vekili, Milli Reasürans Türk Anonim Şirketinde hizmet aktine davalı olarak görev yapan müvekkilinin işine son verildiğini, kendisine emekli aylığı bağlanması gerekirken, emekli aylığı bağlanamıyacağını, ancak, kendisinden kesilen emekli aidatlarının iade edilebileceğinin bildirildiğini, halbuki Şirketin Personel Yönetmeliğinin 24 ncü ve Milli Reasürans TAŞ. Mensupları Emekli ve Sağlık Sandığı senedinde yazılı 12 nci maddelerine göre, davacıya emekli aylığı bağlanması gerektiğini ileri sürerek, davacının işine son verildiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere kendisine emekli aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, sabit görülmeyen davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi O. Y. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının evvelce çalıştığı Şirketle ilgili Milli Reasürans TAŞ. Mensupları Emekli ve Sağlık Sandığından kendisine "emekli" aylığı bağlanmasına karar verilmesi isteminden ibarettir.
Davacı, İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinde Öğretim Görevlisi Profesör olup, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı iştirakçilerindendir. Yine davacının bağlı olduğu asıl görevindeki statüsünün sağladığı olanaktan yararlanarak bu memuriyeti yanında ve ek olarak Milli Reasürans Türk Anonim Şirketinde 16.11.1948 19.5.1953, 1.11.1954 ila 1.2.1970 tarihleri arasında görev aldığı, kadrosunun kaldırılması nedeniyle de 1.2.1970 tarihinde ek görevinden ayrılmak zorunda kaldığı, ancak hem T.C. Emekli Sandığı, hem de çalıştığı sürece Milli Reasürans Emekli ve Sağlık Sandığına normal ve düzenli olarak iştirakçi aidatlarını yatırdığı ve T.C. Emekli Sandığına iştirakte devam ettiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir.
Davada çekişmeli yön, davacının T.C. Emekli Sandığına iştirakçiliği devam etmesine göre oradan elde edeceği hak ve yararlar yanında ayrıca ilişkisi bulunduğu Şirket Emekli Sandığından da emekli aylığı bağlanmasını isteyebilip isteyemiyeceği noktasında düğümlenmektedir.
Mahalli mahkeme, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın geçici 20 nci ve 228 Sayılı Kanun hükümlerine göre Şirket Sandığında geçen sürenin, eski emeklilik süresiyle birleştirilmesinin mümkün bulunduğunu fakat hem T.C. Emekli Sandığından, hem de davalı Şirket Emekli ve Sağlik Sandığından yararlanmasının olanaksız bulunduğu gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacı, memuriyeti gereği 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığına bağlı olmakla beraber, içinde bulunduğu özel statünün elverdiği imkanlardan yararlanarak Şirket Sandığının uzun süreli sigorta kollarından da yararlanmayı tasarlıyarak Şirket Sandığına olan borçlarını çalıştığı süre içinde düzenli şekilde yerine getirmiştir.
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun geçici. 20 nci maddesinin son fıkrası, "sözü edilen hizmetler ile Emekli Sandıkları Kanunlarına veya mallullük ve ölüm sigortalarına tabi olarak geçen hizmetler, yazılı istek halinde, 5.1.1961 tarihli 228 Sayılı Kanun'un aylık bağlanmasına ilişkin esasları dairesinde birleştirilerek tahsis yapılır" hükmünü getirmiştir. Sandıkta geçen hizmetlerin ilke olarak anılan geçici 20 nci maddesinin son fıkrası gereğince T.C. Emekli Sandığında geçen hizmetlerle birleştirilebileceğini kabul eden Kanun Koyucunun bu kişinin doğrudan doğruya Sandığın sağlamış bulunduğu emeklilik hakkından yararlanmasını engelleme amacını işlemiş olduğu düşünülemez. Davacının davalı Şirkettten ilişiğini kesmesine kadar Şirket Sandığı Emekli keseneği almağa devam ettiğine ve iştirakçi paylarının ödenmesine karşı koymadığına göre, davacının Şirket Sandığına karşı akti vecibelerini yerine getirdiği halde ondan yararlanamıyacağını düşünmek söz konusu edilemez. Kaldı ki davacının Şirket Sandığı ile olan ilişkisi akti bir bağlılıktan doğmaktadır. Sonradan çıkan yasalarla davacının kazanılmış haklarının ihlali ise, hukukun temel ilkeleriyle bağdaşmaz, davalının bu yoldaki savunması da, afaki iyiniyet kurallarına açıkça aykırı düşer. Çağımızın Sosyal Güvenlik anlayışı fertlere asgari bir sosyal güvenlik temin etmek amacını taşır, ama daha fazla sosyal güvenlik getiren olanaklara da engel olunmamasını gerektirir. Bu yönüyle geçici 20 nci madde ileriye dönük geniş bir anlam taşır.
Bu nedenlerle davacının Milli Reasürans TAŞ. Mensupları Emekli ve Sağlık Sandığı tesis senedinde yazılı sair koşulların varlığı halinde bu Sandıktan da emekli aylığı bağlanmasını talebe hakkı vardır. Bu hak yasalarla kayıtlanmış ve kanıtlanmış değildir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlıyan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen kararın yukarda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye geri verilmesine, 172.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.