 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E:1975/12
K:1975/697
T:11.02.1975
- İKİNCİ KEZ ÖLÇÜMLEME
- KESİN HÜKÜM
* ÖZET:Aynı döneme ilişkin olmak üzere ikinci kez ölçümleme yapılamaması, ölçümleme nedeninin de aynı olması durumunda söz konusudur. Mahkemenin 1232 sayılı Bakanlık Genelgesinin 39. maddesinin uygulanması gereğini kesinleşmiş hükmüyle benimsemesi aylık sigorta prim bildirgelerinin "muhteviyatının " doğruluğunun saptanması anlamına gelir ve bu konuda kesin yargı durumunu oluşturur.
(1232 s. Bakanlık Genelgesi m. 39)
Davacı, prim Prim İtiraz Komisyonu kararının iptalini ve ölçümleme sonucu tahakkuk ettirilen 1.497,20 lira primin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hüküm, davacı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Ulusu adına yargı yetkisini kullanan Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Başkanı ve Üyelerinin katıldığı 11.2.1975 tarihli oturumda Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Aynı döneme ilişkin olmak üzere ikinci kez ölçümleme yapılamaması, ölçümleme nedeninin de ayni olması durumunda söz konusudur; yoksa değişik bir nedene dayanılarak Kurumun ayni dönemin tümü, ya da - burada olduğu üzere - bir kesimi için ölçümlemeye gitmesini engelliyen bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Ne var ki ilk ölçümleme işlemi, Prim İtiraz Komisyonunca ölçümlemede 1232 Sayılı Bakanlık Genelgesi'nin 39 ncu maddesinde öngörülmüş usul ve esasın uygulanması gerekeceğinden bahisle iptal edilmiş; bu kararın kaldırılması için Kurumun açmış Olduğu dava da mahkemece reddolunmuştur.
Anılan maddenin uygulanması, diğerleri yanında aylık sigorta prim bildirgelerinin maddede kullanılmış deyimle "mühteviyatı" nın doğruluğunun gerçekleşmesi takdirinde mümkündür. Mahkemenin 39 ncu maddenin uygulanması gereğini kesinleşmiş hükmüyle benimsemesi ise, zorunlu olarak, bu "muhteviyat" doğruluğunun saptanması anlamına gelir ve belirgin biçimde bu konuda kesin yargı durumunu oluşturur. Kesin yargı, - işin gerçeği başka da olsa-, adli bir gerçek olarak bağlayıcı güç ve niteliktedir. Bu yönden, bildirgelerin "muhteviyatı" nın artık yanlış olduğu iddiasına geçerlik tanınamaz; dolayısiyle, bu anlama gelecek ve husule gelmiş kesin yargıyla bağdaşmayacak bir ölçümleme nedenine dayanılamaz.
O halde, temyiz itirazlarının reddiyle bu ve karar yerinde gösterilmiş nedenlerden ötürü hüküm onanmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen nedenlerden dolayı ONANMASINA, 11.2.1975 gününde oybirliği ile karar verildi.