Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1974/900
K: 1977/207
T: 04.03.1977
DAVA : Taraflar arasındaki aktin feshi ve temlikin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.11.1973 gün ve 409-841 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 11.1.1974 gün ve 2029-2661 sayılı ilamı ile, "ölünceye kadar bakma sözleşmesinin sulh ile Borçlar Kanununun 517. maddesinin son fıkrasında gösterilen irat bağlama niteliğine dönüştüğü gözönünde tutulmadan yazılı şekilde karar verilmesi yolsuz" gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu kararı:
KARAR : Taraflar arasında daha önce ölünceye kadar bakma sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle açılan 26.9.1962 günlü aktin feshi ve temlikin iptali davası sonunda 23.3.1964 günlü İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla tarafların sulh olup sulh şartlarının tapuya kaydedilmesini kabul etmeleri itibariyle "sulh şartlarının aynen tesciline ve keyfiyetin alakalı tapu sicil muhafızlığına beyanlar hanesine şerh verilmek suretiyle hükmün kesinleşmesinde iş'arına" karar verilmiştir. daha sonra 10.5.1971 gününde açılan bu davada davacı davalının anlaşma şartlarına uymadığını iddia ile ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshine ve buna dayanılarak yapılan temlikin iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece iddia sabit görülerek sözleşmenin feshine, temlikin iptaline karar verilmiştir. (26.11.1973 günlü karar).
Karar Özel Dairece, "ilk davada yapılan sulh ile sözleşmenin bakma yükümlülüğü kaldırılmış, bunun yerine bağışlanan malın gelirinin alacaklıya bırakılması yönü kararlaştırılmış bulunduğuna göre davacının kendisine bakılmadığından söz ederek sözleşmenin iptalini istemek hakkı kalmamıştır. Bu durumda davacının yapacağı iş sulh sözleşmesini tapuya tescil ettirmek suretiyle bağışlanan malı bizzat kiraya vermek veya kiraya verilmiş olan hususların kirasını şahsen tahsil etmekten ibarettir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin sulh ile Borçlar kanununun 517. maddesinin son fıkrasında öngörülen irat bağlama niteliğine dönüştüğü gözönünde tutulmadan yazılı şekilde iptal kararı verilmesi yolsuzdur" gerekçesiyle bozulmuş mahkeme önceki kararda direnmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü Borçlar Kanununun 517. maddesi hükmünce açılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali davasından aynı maddenin son fıkrası uyarınca irat tahsisine karar verilmesi halinde sonradan şartların yerine getirilmediği ileri sürülerek sözü edilen sözleşmenin feshinin istenip istenemiyeceği hususunun tayinine bağlı bulunmaktadır. Borçlar Kanununun 517. maddesinin son fıkrası hükmünce, "Hakim mukaveleyi feshedecek yerde iki taraftan birinin talebiyle yahut re'sen artık birlikte yaşamalarına nihayet verip buna mukabil alacaklıya kaydı hayat ile bir irat tahsis edebilir".
Yukarda açıklanan maddi duruma göre olayda önceki fesih davası sırasında sulh adı verilen anlaşma ile 517. maddenin son fıkrasının uygulanması konusunda tarafların arzularını izhar etmeleri üzerine irat tahsisine karar verilmiştir. Şu suretle, taraflar arasında yeni bir durum meydana gelmiş olmakla beraber bu yeni durumun hukuki temeli önceden yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesidir. O kadar ki 517. maddenin son fıkrasının uygulanması halinde dahi sözleşme hukuken devam etmektedir. Sözü geçen fıkradaki "hakim mukaveleyi feshedecek yerde" sözleri de ilk sözleşmenin feshedilmediğini, ancak irat tahsisi şeklinde devam ettiğini ayrıca gösterir niteliktedir. İlk sözleşmede ve 517/3. maddenin uygulanması ile hasıl olan yeni durumda bakım alacaklısının yükümlülüğünde bir değişiklik olmamakta, ancak bakım borçlusunun Borçlar Kanununun 514. maddesinde açıklanan yükümlülüğü yerine irat tahsisi geçmektedir. Bakım borçlusunun bu yükümlülüğe aykırı davranması halinde bakım borçlusu ile alacaklısı arasındaki hukuki ilişkinin temelini oluşturan ve varlığını yeni yükümlülükle sürdüren ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshinin istenebileceğinin kabulü gerekir. Aksi çözüm yolunun benimsenmesi 517/son fıkradaki irat tahsisine aykırı hareket halinde bir taraftan sözleşmenin feshine cevaz verilmediğinden bakma alacaklısının yükümlülüğünün fiilen ve bu hukuken devam etmesi, diğer taraftan bakım borçlusunun yükümlülüğünü hukuken olmasa da fiilen sona erdirme sonucunu doğuracaktır. Burada Özel Daire bozma kararında açıklandığı üzere davacının yani bakım alacaklısının bağışlananı bizzat kiraya vermesi veya kiraya verilmiş olan kısımların kirasını şahsen tahsil etmesi hatıra gelebilirse de bu alacaklıyı yeni bir yükümlülük altına sokma sonucunu doğuracağı gibi bu yükümlülüklere katlandıktan sonra ölünceye kadar bakma sözleşmesinin alacaklı için hiçbir anlamı kalmayacaktır. O halde yukarda açıklanan gerekçelere göre Borçlar Kanununun 517/son maddesinin uygulandığı hallerde dahi koşulları gerçekleştiği taktirde ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshi istenebileceğinden direnme kararı esas itibariyle uygundur. Ancak fesih koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan direnmeye yöneltilen temyiz itirazlarının reddi ile diğer yönlerin incelenmesi için dosyanın 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, davacılar yararına takdir olunan (1400) lira avukatlık parasının davalıdan alınıp davacılara verilmesine, 4.3.1977 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini