 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1974/7-388
K:1976/1139
T:17.03.1976
- TAPULAMA TESBİTİ (HARİCİ SATIŞ)
* ÖZET:Tapulu taşınmazların harici satışı tapulama yasasında öngörülen koşullar gerçekleştiği takdirde geçerli sayılabilir. Harici satışa dayanılabilmesi için taşınmazın bulunduğu bölgede, tapulamanın başladığı güne kadar o satış. bozulmamış olmalıdır.
(766 s. Tapulama K. m. 32/e, 33/son, 45, 54)
Taraflar arasındaki tapulama tesbitine itiraz ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bergama Tapulama Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 25/3/1972 gün ve 78/17 sayılı kararın incelenmesi davalı Rafet'in arkadaşları vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay, 7. Hukuk Dairesinin 29/12/1972 gün ve 5340 - 9011 sayılı ilamı ile, (uygulama ve inceleme yetersiz olup, yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi beyanı ile aynı keşif sonucu fenbilirin verdiği rapor arasında mübayenet bulunduğu halde bunun giderilmemiş olduğu, ayrıca, davalı taraf harici satışı kabul etmeyip bunun iptali için dava açmış olduğuna göre, bütün bunların gözönünde bulundurularak delillerin ona göre takdiri icabedeceği) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden ve duruşma isteyen: Davalılar vekili Av. A. K....
Tapuda kayıtlı taşınmaz malların harici satışı ancak 766 sayılı Tapulama Kanununun 32/C. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleştiği takdirde geçerli sayılabilir. Harici satışa dayanılabilmesi için taşınmazın bulunduğu bölgede tapulamanın başladığı güne kadar o satış bozulmamış olmalıdır. Eğer taşınmaz miras bırakan adına tapuda kayıtlı ise, 1945 de açılan senet iptali davası ile aslında geçersiz olan harici satışın bozulduğunun kabulü gerekir. Ancak, taşınmaz mal tapuda kayıtlı değilse Tapulama Kanununun 45. ve 33. maddeleri uyarınca İsmail mirasçılarının iktisabı mümkün olur .O halde her şeyden önce mahkemece tapu kaydının uyuşmazlık konusu parseli kapsayıp kapsamadığı usulüne uygun olarak tesbit olunmalıdır. Mahkemece yapılan uygulama yetersiz olup, mahalli bilirkişilerin düşünceleriyle uzman bilirkişi açıklamaları arasında aykırılıklar vardır. Komşu kayıtlarla karşılaştırılmalı uygulama yapılmalıdır. Uzman bilirkişilerin raporunda "Bayram" olarak gösterilen sınırın 1938 de ihdas edilmiş bir tapu kaydının kapsamında kalan arazi olduğu, bu Bayram'ın 1295 de ihdas edilen tapu kaydının sınır komşusu olamıyacağı bildirilmişsede 1938 tarihli olan komşu kayıtta malik Bayram değil Bayram'ın oğlu olarak görülmektedir. 0 halde kayıt durumu ile bilirkişi düşünceleri arasında çelişiklik bulunmaktadır. Tapu kaydının uyuşmazlık konusu yeri kapsadığı sonucuna varıldığı takdirde, tapu kaydı ilk olarak Favli ve Yani'ye satışla gitmiştir. Bu itibarla ikinci defa ihdas edilen tapu kaydının mükerrer kayıt olup olmadığı üzerinde durulmak gerekir. Ayrıca Tapulama Kanununun 54. maddesi hükmü uyarınca sayılı Yasanın 20. maddesi ile değişik Tapulama Kanununun 33.maddesinin son fıkrası hükmü de gözönünde tutulmalıdır.
Bu nedenlerle mahkemece ve özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken eksik ve yetersiz incelemeye dayanan önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 29. maddesi uyarınca Bozulmasına, temyiz eden davalılar yararına takdir olunan (1000) lira avukatlık parasının davacıdan alınarak davalılara verilmesine 17/3/1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.