 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1974/5-877
K:1976/1291
T:28.04.1976
- KAMULAŞTIRMA
- GERİ ALMA (İSTİRDAT) DAVASI
- SÜRE
* ÖZET:1 - Kamulaştırılan taşınmazın geri alınması istemiyle dava açılabilmesi için kamulaştırma değerinin kesinleşmesinden sonra beş yılın dolması ve ayrıca bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmemesi gerekir.
2- Bu bakımdan, kamulaştırmanın bildirilmesi üzerine ilgilinin, süresinde bedele itiraz davası açıp açmadığı araştırılarak değerin kesinleşme tarihi saptanmalıdır.
(6830 s. İstimlak K m. 16, 23)
Taraflar arasındaki taşınmaz malın geri alınması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ulus Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 19.2.1974 gün ve 132/31 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 9.5.1974 gün ve 4180 - 4022 sayılı ilamiyle, (Dava, 6830 sayılı Yasanın 23. maddesine dayanan ve kamulaştırılan taşınmaz malın geri alınması talebinden ibarettir. Sözü geçen kanun hükmüne göre, istemde bulunabilmek için, kamulaştırma değerinin kesinleşmesinden itibaren 5 yıl geçmesi ve bundan sonra davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Bu itibarla kamulaştırma bedelinin kesinleştiği tarihin tesbiti lazımdır.
Bunun içinde kamulaştırma işleminin mal sahibine tebliğ edildiği tarihin tesbit olunması ve bundan sonra süresinde bedele karşı bir itiraz davası açılıp açılmadığı araştırmalı ve dava açılmış ise, tebliğ gününden itibaren 15 günlük dava açma süresinin dolduğu tarih bedelin kesinleşme tarihi olarak kabul edilip, buna göre beş yıllık sürenin dolup dolmadığı hesap edilmelidir) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: davalı.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki kağıtlara, dayandığı gerektirici nedenlere, özellikle tapuda 6830 sayılı Yasanın 16. maddesine değinildiğine göre mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi gereğince bozulmasına 28.4.1976 gününde oyçokluğu ile karar verildi.