 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1974/5-556
K:1975/433
T:02.04.1975
* KAMULAŞTIRMA
ÖZET : Koşulları gerçekleştiği takdirde T.C. Anayasası'nın 1488 sayılı yasa ile değişik 38. maddesi mahkemelerce doğrudan doğruya uygulanmalıdır.
(334 s. Anayasa m. 38, 8, 132/1)
Taraflar arasındaki tezyidi bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair Adana 4. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 22/10/1973 gün ve 1395/836 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 29/1/1974 gün ve 18046/433 sayılı ilamiyle bozulmasına karar verilip dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; bazı sebep ve düşüncelerle önceki hükümde direnmeye karar verilmiştir.
Temyiz eden: davalı A. Üniversitesi Adana Ziraat Fakültesi Dekanlığı vekili Avukat P. K
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Anayasanın değişik 38/1 - 2 nci maddesi hükmünce "Kamu tüzel kişileri, kamu yararının gerektirdiği hallerde, karşılıklarını peşin ödemek şartiyle özel mülkiyette bulunan taşınmaz malları, kanunda gösterilen esas ve usüllere göre tamamını veya bir kısmını kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir. Ödenecek karşılık, taşınmaz malın tamamının kamulaştırılması halinde, o malın malikinin kanunda gösterilecek usül ve şekle uygun olarak bildireceği vergi değerini; kısmen kamulaştırmalarda da vergi değerinin kamulaştırılan kısma düşen miktarını aşamaz. "8. maddesine göre" Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır; gene Anayasanın 132/1. maddesi uyarınca "Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa'ya kanuna, hukuka ve vicdani kanaatlarına göre hüküm verirler". 6830 sayılı İstimlak Kanununun 3. maddesi Anayasa Mahkemesinin Esas: 1972/53, Karar: 1973/16 sayı ve 10/4/1973 günlü kararı ile iptal olunmuş ve Anayasanın geçici 20 nci maddesinde öngörülen bir yıllık süre içerisinde yasama organı tarafından yeni bir düzenleme getirilmemiştir. Bu durum karşısında Anayasa'nın az önce metinleri aynen alınan 8 ve 132/1. maddelerindeki esaslar gereğince aynı konuda düzenlemede bulunan Anayasa'nın değişik 38/1 - 2. maddelerinin doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle mahkemelerce resen dikkate alınması gerekir.
6830 sayılı Yasanın 15/7. maddesi hükmünce "İstimlaki yapan idare 13. madde gereğince tebligatı İstimlak kararının tekemmülünden itibaren bir sene içinde kanun dairesinde yaptırmamış ise, kıymet takdirinde istimlak kararının bak sahibine tebliğ olunduğu tarih esas tutulur". olayda kamulaştırma işlemi davacıya kamulaştırma kararından itibaren bir yıl geçtikten sonra tebliğ edilmiştir. Tebliğ günü esas alınmak suretiyle yapılacak değer takdirinde tebliğ gününde yürülükte bulunan kamu düzeni ile ilgili mevzuatın uygulanması zorunlu olup olayda kamulaştırma kararının tebliğ günü itibariyle Anayasa'nın değişik 38. maddesinin geçici 20. maddedeki süre dolduğundan uygulaması gerekir. 0 halde mahkemece Anayasa'nın değişik 38. maddesinde öngörülen vergi değeri tahkik edilmek ve bu itibarla da Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usül ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında açıklanan nedenlerle Hukuk Usülü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi uyarınca bozulmasına 2/4/1975 gününde oybirliğiyle karar verildi.