 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1974/572
K: 1976/1280
T: 28.04.1976
DAVA : Taraflar arasındaki geri alma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya İş Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 30.01.1973 gün ve 201/8 sayılı kararın incelenmesi davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 25.10.1973 gün ve 8526-31373 sayılı ilamıyla (dava haksız olarak alınan prim alacağının istirdadı davasıdır. Davacının, prim itiraz komisyonuna başvurması ve itirazının reddi üzerine, görevli mahkemede iptal davası açmaması, 506 sayılı Yasa'nın 84. maddesine göre kendisinden tahsil edilen primin yanlış ve yersiz olarak alınmış olduğunun tesbiti ile istirdadına dair dava açmasına engel değildir. Bu itibarla davanın esası incelenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı nedenlerle davanın reddi usul ve yasaya aykırı...) bulunduğu gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Mahkeme ile özel daire arasındaki görüş ayrlğ 506 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmünde öngörülen usule uyularak itiraz edilmemesi halinde aynı yasanın 84. maddesine göre geri alma davası açılıp açılamayacağı hususuna ilişkin bulunmaktadır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 79/3. maddesi hükmünce "Ölçümleme sonunda tesbit edilecek prim borcu işverene tebliğ edilir. İşveren bu borca karşı 15 gün içinde itiraz edilen miktarın yüzde biri tutarında bir ücreti peşinen kurum veznesine yatırmak sureti ile, prim itiraz komisyonuna başvurabilir. İtiraz takibi durdurur. Peşin alınan ücret, itiraz sonucuna göre, haklı çıktığı oranda işverene iade olunur. Taraflar prim itiraz komisyonu kararı aleyhine kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine müracaat edebilirler. Mahkemeye müracaat edilmesi prim borcunun takibini ve ödenmesini durdurmaz....). Önce şu husus belirtilmelidir ki, bu madde ile güdülen amaç, sigorta primlerinin ödenmesinin sürüncemede kalmasını önlemektir; bunun için de prim itiraz komisyonuna ve aynı madde bünyesi içerisinde mahkemeye başvurma süreleri kısa tutulduğu gibi mahkemeye başvurma halinde de prim borcunun takip ve ödenmesinin durmayacağı da öngörülmüştür. Prim belgelerinin ilgili tüzükte gösterilen usul ve esaslara göre düzenlenmemesi, yahut vaktinde kuruma verilmesi veya belgelerin dayandığı kayıtlar orada yazılı olanları doğrulayıcı nitelikte görülmez veya onları doğrulayıcı kayıtlarla belgeler gösterilemezse kurumun ölçümleme hakkı doğar. İşverenin çeşitli nedenlerle ölçümleme sonucunda itirazını haklı gösterecek dayanaktan yoksun olması mümkündür. Bu gibi durumlarda ameli bir yarar söz konusu olamayacağından 79. madde açısından itiraz yollarına başvurmama doğaldır. İşte bu gibi durumlarda işverenin 506 sayılı Yasa'nın 84. maddesinde öngörülen süre geçmemek kaydı ile primlerin yersiz alındığını haklı gösterir dayanakları elde edilince gene aynı madde uyarınca geri alma davası açabileceğinin kabulü gerekir. Aksi halde 79. madde yukarıda açıklanan amacından saptırılmış olur ve diğer taraftan da 79. maddenin bu yoldaki uygulaması da kuruma haksız kazanç niteliğine bürünecek gelir sağlama sonucunu doğurur. Böyle bir anlayışın yasanın himayesi altında olduğu düşünülemez.
Genel kuruldaki görüşmeler sırasında bazı üyeler 79. maddede öngörülen sürenin hak düşürücü süre olduğu ve orada öngörülen süre içerisinde mahkemeye başvurulmaması halinde primlere ilişkin hakkın süre aşımı nedeniyle ortadan kalkacağı ve aksi görüşün kötü niyetli işverenleri koruma sonucu doğuracağı ileri sürülmüş ise de çoğunluk şu gerekçelerle bu görüşe katılmamıştır.
Şu husus özellikle belirtilmelidir ki, kurumca yapılan ölçümlemeye karşı 79. madde uyarınca ilgili komisyonu itiraz edilmeden bu madde kapsamı içerisinde öngörülen usule göre mahkemeye başvurulamaz. Ancak 79. madde açısından komisyon ve mahkemeye gidilememişse yukarıda da açıklandığı gibi, 84. madde uyarınca mahkemeye gidilebilir. 79. maddede öngörülen süre haksız alınan primleri geri alma hakkını değil ve fakat aynı madde kapsamı içerisinde mahkemeye başvurma hakkını düşürücü süredir. Daha açık bir anlatımla 79. maddede öngörülen süre geçmişse artık bu süreyi geçiren işveren aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemeye başvurma hakkını kaybeder; ancak bu süre yersiz alınan primi geri alma hakkını ortadan kaldıran bir süre olmadığından 84. maddeye göre mahkemeye başvurulabilir. Diğer taraftan yasaların uygulanmasında aksi sabit oluncaya kadar aslolan iyiniyet olduğu gibi herkesin yasaları bildiği farz olunmakla beraber primlere esas tutulacak olan belgelere ilişkin düzenleyici kuralların bilinmemesi nedeniyle ölçümlemeye sebebiyet verilmesi de ilgilinin gene aksi sabit oluncaya kadar kötü niyetli olarak kabulünü gerektirmez. Olayda da aksi iddia ve isbat edilmiş değildir.
Bu nedenlerle mahkemece Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi uyarınca bozulmasına birinci görüşmede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 28.04.1976 gününde ikinci görüşmede salt çoğunlukla karar verildi.