 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1974/10-889
K: 1976/2514
T: 15.09.1976
- BİLDİRİM (TEBLİGAT) (KOMŞUYA BİLDİRME)
ÖZET: Tebligat Yasasındaki "en yakın komşuya bildirme" kuralı, maddedeki " mümkün oldukça" sözleriyle birlikte değerlendirildiğinde, bu koşulun, ancak tebligat yapılacak kişilerin bulunmamaları hali için geçerli olduğu görülür. Bildirimi almaktan kaçınma durumunda, komşuya bildirme koşulunun yerine getirilmemesinde bir usulsüzlük düşünülemez.
(7201 s. Tebligat K m. 21)
Taraflar arasındaki iptal davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Van İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.3.1974 gün ve 617 - 67 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 1.7.1974 gün ve 2469 - 4743 sayılı ilamiyle, (Çözümlenmesi gereken ön sorun tebligatın geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkeme 7201 sayılı tebligat kanununun 21. maddesinde belirtildiği üzere en yakın komşulardan birine keyfiyetin bildirilmesi şartının yerine getirilmediğinden tebligatın geçerli olmayacağı sonucuna varmıştır. Şu var ki, 21. maddenin öngördüğü en yakın komşulardan birine 905 bildirme şartı, tebliğ yapılacak kimse veya tebligat yapılacak kimselerden hiçbirinin gösterilen adreste bulunmamaları durumu ile ilgilidir. Bu duruma göre, mahkemece tebellüğden imtina vuku bulup bulmadığı yönünden araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir) nedeniyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden ve duruşma isteyen: davalı Kurum.
Temyiz dilekçesinin süresinde verilip kaydedildiği incelenerek anlaşıldı.
Bugün dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
7201 sayılı Tebligata Kanununun 21. maddesi hükmünce "Kendisine tebliğ yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederlerse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amiri veya memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşulardan birine bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Uyuşmazlığın çözümü metni aynen alınan 21. maddedeki "En yakın komşular" dan birine bildirme koşulunun tebligatın geçerliliği için zorunlu bulunup bulunmadığı hususunun tesbitine bağlı bulunmaktadır. Madde iki hali öngörmektedir. Biri kendisine tebliğ olunacak kimse veya tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbirinin gösterilen adreste bulunmaması, diğeri ise tebellüğden imtina etmeleridir. Her ne kadar 21. maddede az önce belirtilen yönden bir ayırım yapılmadan en yakın komşulardan birine bildirmeden söz ediliyorsa da tebellüğden imtina eden kimse açısından en yakın komşuya bildirmede getirilen düzenleme "mümkün oldukça" sözleriyle birlikte değerlendirildiğinde hukuki ve eylemli bir yarar düşünülemez; bu koşul ancak tebligat yapılabilecek kimselerin gösterilen adreste bulunmamaları hali için geçerlidir. O halde bu esaslar uyarınca tebellüğden imtina halinde en yakın komşulardan birine bildirme koşulu tebligatın geçerliliği koşulu sayılamayacağından mahkemece tebellüğden imtina hususunun gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak varılacak sonuç uyarınca karar verilmelidir. Bu nedenlerle mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme karan bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerle hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi uyarınca (BOZULMASINA) davalı yararına takdir olunan (1400) lira avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine 15.9.1976 gününde oyçokluğu ile karar verildi.