 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1974/286
K: 1975/4
T: 13.01.1975
DAVA : 6085 Sayılı Kanuna aykırı davranıştan sanık M.B'nin yapılan yargılaması sonunda ; Adı geçen kanunun 31, 58/C ve 6547 sayılı kanunun 4/1.maddeleri gereğince 450 lira hafif para cezası ile hükümlülüğüne ilişkin Kastamonu Sulh Ceza Mahkemesi'nden verilen 23.5.1974 günlü hükmü sanığın temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince incelenerek 23.7.1974 gün ve 7667/7712 sayılı ilamıyla bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeyi kapsayan 10.10.1974 günlü son hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş, koşuluda yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 9.12.1974 gün ve 7/7799 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 6085 sayılı Karayolları Trafik Kanununa muhalefetten sanık M.B.nin mahkumiyetine ve "alkollü olarak motorlu araç kullanmaktan çok zaman insan ölümü ile sonuçlanan ağır ve müessir olaylar meydana geldiğinden bu sebeple takdiren sanığın cezasının teciline mahal olmadığına" dair verilen mahkeme kararını özel daire Kanuni olmayan sebeblere dayanarak tecile mahal olmadığına karar verilmesini yasaya aykırı bularak bozmuş mahkeme ise bazı gerekçelerle evvelki kararında direnmiştir
1 - Cezaların tecili, cezanın nevi süresi itibariyle imkan dahilinde olması kaydiyle, "mahkumun geçmişkteki hali ile ahlaki temayülleri" gözönüne alınarak ilerde cürüm işlemekten çekinmesine sebep olacağı hakkında mahkemece kanaat" tahassül ettiği takdirde uygulanabilecektir Görülüyor ki tecil tamamen sanığın kişiliğinde varolan sebeplere dayanılarak karar altına alınacak ve bu durumda tecilin sebeplerinin hüküm fıkrasına yazılacağı da kanuni bir zorunluluktur.
Gerek TCK. 89. maddesi ve gerekse 647 sayılı yasanın 6. maddesi tecil müessesesinin (talep) üzerine uygulanacağı yolunda bir hüküm getirmemiştir. Talep varsa bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi genel bir kuraldır. Şartları doğmuşsa hakim talep olmadan da cezanın teciline karar verebilecektir Hakim istek yok diye sanığın geçmiş hali, ahlaki temayülleri itibariyle cezanın tecili halinde ilerde bu kabil bir cürüm işlemekten çekineceğine kanaatı olduğu halde veya kanuni hususlar üzerinde hiç durmadan mahkumun dışındaki olayları ve nedenleri gerekçe yaparak tecile mahal olmadığı yolunda re'sen bir karar vermesi tecil müessesenin amacına aykırı düşer. Şayet bu yoldaki görüşünü açıklamaya lüzum görüyorsa bunu kanuni gerçeklerini tesbit ettiği takdirde karar altına alması gerekmektedir. Diğer bir deyişle sanığın şahsına Kanuni unsurları ihtiva eden ne gibi haller gördüğünü açıklayarak ancak tecile mahal olmadığını belirtecektir.
Böylece mahkemenin sanığın kişisel durumundan hiç bahsetmeden ehliyetsiz vasıta kullanmanın yurt çapındaki sonuçlarını gerekçe yaparak bu yoldaki takdir hakkını kullanması yasaya aykırı olduğu gibi, aynı anda işlediği diğer bir Trafik Kanununa muhalefet suçundan daha önce tecile layık gördüğü sanığın bu kere tecil müessesesinden istifade ettirilmemesi de adalet mantığına aykırı görüldüğünden sanığın temyiz itirazlarının kabulü ile özel daire bozma ilamına uyulacağı yerde direnmeye ilişkin hükmün bozulmasına karar verilmelidir.
2 - Çoğunluğa karşı olan görüş ise, dosyaya hakimin takdir hakkını kullhanırken bu defa ileri sürdüğü gerekçelere ve bunların yasaya uygun olarak açıklanmasına ve esasen sanığın tecile ilişkin bir talebinin de bulunmamasına rağmen bu yolda verilen kararın gerekçesinin sonucuna etkili de olmamasına göre neticesi itibariyle doğru olan direnme hükmünün onanmasına karar verilmesi gerektiği yolundadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenle tebliğnamedeki istek gibi direnme hükmünün bozulmasına gereksiz alınan depo parasının geri verilmesine 16.12.1974 günlü gündeminde kanuni çoğunluk sağlanamadığından 13.1.1975 gününde çoğunlukla karar verildi.