Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 1974/7
K: 1975/2
T: 16.01.1975
  • DEVLETİN ARSIULUSAL KİŞİLİĞİNE KARŞI CÜRÜMLER - İKTİSADİ VE SOSYAL DÜZENİ DEVİRMEK AMACIYLA CEMİYET KURMAK KOMÜNİST DÜZEN GETİRMEK AMACI
ÖZET: Sanıkların, yasa uyarınca kurdukları "Yurt Sever Gençlik Derneği" ni asıl amacından saptırarak memleket içinde kurulu iktisadi ve sosyal temel düzeni devirmeye yönelik yasa dışı faaliyetlere girişen bir dernek haline getirdikleri sabit bulunmasına göre, eylemin mahkemece TCK.nun 141/1. maddesine göre suç sayılmasında isabetsizlik görülmemiştir.
(765 s. TCK m. 141/1, 173/3)
Memleket içinde kurulu ekonomik ve sosyal düzeni yıkmak amacıyla cemiyet kurmaktan sanıklar A. Ü. E. S., N. K. D. G. D. A. K. ve S. B.'nin yapılan yargılanmaları sonunda; T.C.K.nun 141/1, 173/3 üncü maddeleri gereğince 8'er sene ağır hapislerine ve birer sene Bilecikte ikametle genel güvenlik gözetimi altında bulundurulmalarına ve haklarında 31, 33 üncü maddelerin uygulanmasına dair (Ankara Devlet Güvenlik) Mahkemesinden verilen 16.9.1974 gün ve 15 esas, 16 karar sayılı hükmün süresi içinde duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş ve şartı depo paraları ile yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda aşağıdaki karar tesbit edildi:
1 - Sanıklar A. Ü. ile E. 8. 13.8.1974 tarihinde salıverildikleri halde gerekçeli kararın başında bu tarihin 27.8.1974 olarak gösterilmesinin makina yanlışı olduğu anlaşılmaktadır.
2 - T.C.K.nun 173/3. maddesi gereğince tayin olunacak genel gözetim altında ikamet mecburiyetinin, ceza müddetine göre eksik tayini kanuna aykırı ise de aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır. 163
3 - T.C.K.nun 141/1. maddesindeki yıkıcı birleşmeler suçu devletin uluslararası şahsiyetine karşı işlenen cürümlerdendir.
Devletin uluslararası şahsiyetine karşı cürümler " devletin bütünlüğüne, bağımsızlığına, birliğine, güvenliğine ve temel nizamlarına karşı işlenen suçlar" dır. Yıkıcı birleşme suçları, Alman Ceza Kanununun (31 Ağustos 1951 tarihli kanunla değiştirilen ikinci kesim, ikinci bölümü) nde "devleti tehlikeye koyan cürümler", İsviçre Ceza Kanununda "Anayasal düzeni tehlikeye koyan cürümler" den 3 üncü ek 275 inci maddesinde "meşru olmayan topluluklar" ve İtalya Yeni Ceza Kanununun 270 inci maddesinde ise "yıkıcı birleşmeler" adını taşımaktadır.
Çağdaş Ceza Kanunlarında yer alan bu hükümlerin biricik ve tek hedefi devleti, bütünlüğüne, birliğine, bağımsızlığına, güvenliğine ve Anayasa ile kurulu temel nizamlarına yönelecek saldırılara karşı korumaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 3 üncü maddesinde "Türkiye Devleti Ülkesi ve Milleti ile bölünmez bir bütündür." ve 4 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında da "egemenliğin kullanılması hiçbir suretle bir zümreye veya sınıfa bırakılamaz" temel hükümleri yer almıştır. İnsan haklarına ve hürriyetlerine davalı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında, milli egemenlik yönetimi (domoratie) nin hedefi, tarihi ve toplumsal birer varlık niteliğinde bulunan toplumsal sınıfları ortadan kaldırmak değil, bu sınıflar arasında eşitlik ve adaleti sağlamak, bunlardan birinin ötekine tahakkümü önlemektir. Halbuki yıkıcı akımlardan olan yıkıcı birleşmelerin hedefi sermayedar sınıfını yıkmak, yerine işçi - köylü sınıfının toptancı (totalitaire) Hakimiyetini, yani emekçi diktatörlüğünü kurmaktır. Halbuki tahakküm ile hürriyetin bağdaşmıyacağı tabiidir. insan hak ve hürriyetlerini tanımadığı içindirki yıkıcı faaliyetlerin cezalandırılması ilkesi kabul edilmiştir. Nitekim bu faaliyetler devletin "bölünmez bütünlüğü" "Milli egemenliğin hiç bir sınıfa bırakılamayacağı", "Hukuk Devleti" ilkelerini ihlal edici nitelikte fiillerdir.
T.C.K.nun 141. maddesinin 1 inci fıkrasında yer olan yıkıcı birleşmeler cürmünün maddi unsuru 3 şekilde işlenebilir:
A - Toplumsal bir sınıfın diğer toplumsal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmağa;
B - Toplumsal bir sınıfı ortadan kaldırmağa;
C - Mevcut iktisadi veya toplumsal temel nizamlardan birini devirmeğe yönelen cemiyetleri,
a) Kurmağa tevessül edilmesi, b) Kurulması, c) Bu türlü cemiyetlerin faaliyetlerini tanzim, d) Bu türlü cemiyetleri sevk ve idare ve, e) Bu hususlarda yol gösterilmesi hareketleridir.
Komünistliğin temel hedefi ve ülküsü, toplumun kurulu düzenini yıkmak ve yerine toptancı ve ortakcı (Collectif) düzenini koymaktır. Bu itibarla 141 inci maddenin 1 inci fıkrasında yer alan maddi unsurun üç şekli, birbirinin tamamlayıcı nitelikte ve fakat hedefi toplumun iktisadi veya içtimal temel nizamlarını devirmeğe yönelen fiillerdir. Gerçekte toplumun kurulu iktisadi ve içtimal temel nizamını devirmeğe yönelen faaliyetlerle aynı zamanda emekçi sınıfının diğer sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak veya sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmak maksat ve hedefinin de güdüldüğünde şüphe yoktur. Zira 141 inci maddenin 1 inci fıkrasındaki iktisadi veya sosyal temel nizamdan maksat, toplumun iktisadi veya toplumsal temel yapısıdır.
141/1 inci maddedeki "cemiyet" ten maksat, iki veya daha ziyade kimselerin aynı gaye etrafında birleşmeleridir. Aynı maksat ve gaye etrafında birleşme ile cürüm olan cemiyet meydana gelmiş olur. Birleşme şeklinin önemi yoktur. Önemli olan birleşmenin gerçek amacıdır.
4 - Kamu davasına konu olan yıkıcı faaliyetlerden yıkıcı cemiyet kurmak faaliyeti, sanıklar tarafından 6.6.1974 tarihinde kurulan ve geçici yönetim kurulunda görevli olarak 7.6.1974 tarihinde yaptıkları toplantıda yayınlanmasına, karar verdikleri bildiri ve bültenlerde yer alan hususuyle (Yaşasin halkımızın bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi), (yaşasın halkımızın devrimci birliği), (bize düşen görev halkımızın bağımsızlık ve demokrasi mücadelesinin saflarında yer almaktır. Kendi kaderimizi milyonlarca işçinin, köylünün, ezilen ve sömürülen insanların kaderi ile birleştirmektir. Yiğit işçilerimizin ve köylülerimizin ve ezilen ve sömürülen dünya halklarının zalimlere karşı kavgalarından yarattıkları mücadele ve fedakarlık geleneklerini sürdürelim.., cesur bir mücadele ruhu yaratalım. Yurt severler, ilericiler, demokratlar, sizleri halkımızın bağımsızlık ve demokratik mücadelesinin saflarına çağırıyoruz birleşik cephe kurmağa çağırıyoruz. Halkımızın kurtuluşu uğruna feda edemiyeceğimiz neyimiz olabilir. Emekçi gençler, öğrenci gençlik birleşin. Bizi mücadeleden alıkoyan kapitalizmi yoz ettikleriyle savaşalım. Çağımız haklarının mücadeleleri yeni ve yüksek boyutlara ulaşmıştır. Halklar devrim istemektedir ve bu yolda mücadele vermektedir... Şili, Yunanistan, Kamboçya, Bolivya, Filistin halklarının mücadelesi faşist darbelerle bastırılmaya çalışılmaktadır. Ülkemiz de faşizmin baskı ve zülmü altındadır. Hakim sınıflar 12 Mart faşist darbesiyle halkın demoktarik devrimci mücadelesini ezmek, örgütlenmesini önlemek için emperyalizmin yardım ve denetiminde faşist dikkatörlüğü kurmuştur. devrimciler askeri ceza evinde tutuklanmakta ve faşist saldırılara uğramaktadırlar. Faşizmi (Hakim sınıfları) halkın mücadelesi yıkacaktır. Başta işçi sınıfımız olmak üzere köylülerimiz, aydınlarımız, biz gençler halkımızın birleşik cephesini güçlendirmek yolunda birleşmeliyiz. Yaşasın dünya halklarının bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi) sözleri ve bu sözleri kapsayan bildiri ve bültenlerin dağıtılması suretiyle cereyan eylemiştir. Sanıklar asıl amaçlarını sözde kanun gereğince kurdukları bir demekte gerçekleştirebileceklerini düşünmüşler ve böylece "yurtsever gençlik derneği" ni kalkan yaparak ve amacından saparak yıkıcı birleşme halinde faaliyet göstermişlerdir. Sanıklar, metinlerini birlikte oybirliği ile tasvip ettikleri bildiri ve bültenleri teksir edip herbirini ayrı ayrı dağıtarak, kurmuş oldukları derneğin gayesine aykırı ve bu itibarla kanun dışı birleşme halinde memlekette kurulu iktisadi, toplumsal temel nizamları devirmeğe yönelen faaliyetlerde bulundukları anlaşılmıştır.
5 - Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesinin son bendinde; özet olarak, mahkumiyet hükmünde T.C.K.nun 141/1 inci maddesinde ön görülen hallerden hangisinin gerçekleştirildiğinin, sübut delillerinin neler olduğunun gerekçeleri yeter açıklıkta gösterilmediği ileri sürülerek usulün 260 ve 308/7. maddeleri bakımından hükmün (BOZULMASI) istenmiş ise de bu istem, bilim esasları ve uygulamaya ışık tutan Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları yönünden yerinde görülmemiştir. Şöyleki:
Devletin şahsiyetine karşı işlenen cürümler, devletin hukuki, siyasi, iktisadi veya toplumsal güvenliğini ve menfaatlerini tehlikeye koyabilen suçlardır. Bu alanda Ceza Kanununun hedefi devleti ve devletin Anayasası ile kurulu temel organlarını ve nizamlarını, iç ve dış güvenliğini savunmak ve korumaktır.
Devletin şahsiyetine karşı işlenen cürümlerde unsurları bakımından ortak nitelik vardır.
a) Bu cürümler, devletin varlığını ve güvenliğini tehlikeye koyabilen fiillerdir.
b) Bu cürümlerde maddi unsuru meydana getiren fiiller, belli bir maksada yönelmiş her türlü hareketlerdir. Gerçekte bu cürümler hem tehlike suçu ve hemde şekli suçlardandır. Kastedilen fiillerin gayeye elverişli surette yönelmiş olması ile cürüm tamam ve işlenmiş olur, neticenin meydana gelmesi aranmaz. Devletin şahsiyetine karşı cürümlerde fiilin cezalandırılmasında, failin fiile yönelmiş hareketi yeter sayılmıştır. Bu fiillerin cebri olması da şan değildir.
c) Bu cürümlerde manevi unsur "kasıt" ve saik "özel kasıt dır. Kasıt, suç olan fiili bilerek ve isteyerek işlemek, özel kasıt ise belli bir hedef ve gaye ile hareket etmektir.
141/1. maddenin mahkemece uygulanan maddi unsuru, devle tin Anayasa ile kurulu, iktisadi, toplumsal temel nizamlarından herhangi birini devirmeğe matuf faaliyet özel kastiyle cemiyet kurmaktır. Bir tehlike suçu ve aynı zamanda şekli suç olan böyle bu cemiyetin kurulmasiyle cürüm tamam olur. (MANZINI, Tratato di Diritto Penale, 1921 IV N. 801, 1934, I\~ N. 739. CASABlANCA, Code Pdnal Arinot~, P. 178 LOGOZ, Commentaire du Code PENAL, İİ, P. 628. GÖZÜBÜYÜK, Türk Ceza Kanunu Açılması, 2 Cilt 2. Bası N. 413, 504-512.
Nitekim sanıklar oybirliğiyle kurdukları ve yine oybirliğiyle karar verilen SMB davasına konu olan yazıların bilirkişiye incelettirilmesine ilişkin savunmalara gelince:
Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre, hakim ancak ve yalnız, özel ve uzmanlık bilgisini gerektiren hallerde soruşturma görevini kolaylaştırmak üzere bilirkişiye müracaat edebilir. Bunun dışında bilirkişiye başvurma, Hakimin resmi görevini yapmaması veya başkasına yaptırması mahiyetini taşıyabileceğinden kabul edilemez. Nitekim Hakimin bilirkişiye müracaata mecbur olduğu haller Ceza Usulü Kanunumuzda (Madde. 74, 79, 83, 84) birer birer gösterilmiştir. Gerçekte bilirkişiye sadece maddi mesele konusunda müracaat edilebilir. Mahkemeler, Hakimlerin görevlerine giren hususlarda bilirkişiye müracaat edemez.
Prof. MOREL, Traitdc de Procddure, Paris 2 inci Bası, sh. 403, 502,
Ord. Prof. T. T.Ceza Usulü, 3 üncü Bası, Sh. 208 1. C. D. 28/4/1971, E. 70/4037, K. 1510. l.C.D. 18/3/1972, E. 72/613, K.1284. 1.C.D. 7/2/1973, E.73/109, K.397, 1.C.D. 7/3/1973, E.73/4820. K.73/870. Ceza Genel Kurulu 14/1/1974. E.73/457, K. 74/1. C.G.K. 21/1/1974, E. 73/61.
Bu itibarla sanıkların ve müdafillerinin bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin isteklerinin mahkemece reddedilmesinde bir isabetsizlik söz konusu değildir.
e) Sanıklar Kanundışı özel maksatla ve kanun gereğince dernek kurmuş olmalarına, bütün hareketlerinde ve faaliyetlerinde beraber bulunmalarına göre cezaların şahsiliği kuralının ihlal edildiğine, kamu davasına konu olan yazı ve bildirilerin yeter delil sayılamıyacağına, hadisede suç niteliği bulunmadığına, T.C.K.nun 14! inci maddesinin 1 inci fıkrasındaki suç unsurlarının hadisede tekevvün eylemediğine, kararda yeter ölçüde gerekçe bulunmadığına, suç unsurlarının tartışılmadığına ve T.C.K.nun 141 inci maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna (böyle bir dava ve iddia Anayasa Mahkemesinin 29/6/1965 tarihli kararıyla red edilmiş olmakla, resmi gazete 25/7/1965) ve saireye ilişkin temyiz itirazları yerinde bulunmamıştır.
7 - Sonuç özet olarak: Sanıklar kurdukları Yurtsever Gençlik Derneğinin asıl amacını sonradan yayınladıkları bildiri ve bültenlerde açıklamışlardır.
Memleketimizde sermayedar sınıfla birlikte işçi, esnaf ve köylü sınıflarının da bulunduğu bir gerçektir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 3 üncü maddesinde Türkiye Devleti Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bir bütün olduğu, 4 üncü maddesinde ise, egemenliği kullanmanın hiçbir surette belli bir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılmıyacağı kabul edilmiştir. Buna göre Anayasamız sınıfları toplumun eşit ve vazgeçilmez unsuru olarak tanımış, birinin diğeri üzerinde tahakkümünü kabul etmemiştir. İncelenen bildiri ve bültenlerde ise memleket gerçeklerine uygun yurtsever gençlik yetiştirme amacı ile kurulan derneğin, özet olarak (ezilen emekçi, işçi, köylü sınıfının ve gençliğin birleşmesi, emekçi sınıfının bu suretle hakimiyetinin sağlanması ve bunun için gerekli müdacelenin yapılmasına çalışılacağı) açıklanmıştır. Böylece yasa uyarınca kurdukları derneğin amacından saptırarak yasa dışı faaliyetlere yönelik dernek haline getirdikleri sabit ve bu hususlar da mahkemenin kararında açıklanmış bulunmasına göre tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş, sanıkların ye duruşmalı inceleme sırasında müdafillerinin ileri sürdükleri savunmalar ve temyiz itirazları yukarıdan beri belirtilen sebeplere, karar yerinde gösterilen gerekçelere ve mahkemenin takdirine göre yerinde görülmemiş olduğundan reddile sanıklar A. Ü. -E. S. N. K.D. 5. B. G. D. ile A. K. haklarındaki hükmün (ONANMASINA) depo paralarının gelir kaydına 16.1.1975 tarihinde kurula katılan bir üyenin karşı oyu ile ve oyçokluğu ile karar verilerek C. Başsavcı Yardımcısı S. T.'nin huzurunda ve sanıklar vekili Av. H. G. ile Av. t. B.'nin yüzlerine karşı usulen açık olarak tefhim olundu.
KARŞI OY YAZISI
1 - Kuruluşları, hakim ve savcılarının atanmaları ve tabii Hakim - mahkeme ilkesi yönlerinden Anayasa'nın 136. maddesinde öngörülen Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kuruluş ve yargılama usulleri hakkındaki 1773 sayılı kanunun Anayasa'ya aykırı olduğu yolunda sanıklar tarafından ileri sürülen istek ciddi telakki olunarak bu hususta Anayasa Mahkemesinden bir karar alınması gerekirken bu talebin mahkemece reddedilmiş bulunmasında isabet görülememiştir.
2 - Sanıkların sekizer yıl ağır hapis cezası ile mahkumiyetlerini gösteren karar gerekçeyi ihtiva etmemektedir. Mahkeme bulten ve bildirilerdeki bazı pasaj ları karar yerinde aynen aldıktan sonra T.C.K.nun 141/1. maddesi soyut bir tarzda tekrarlanarak suçun sübuta erdiğini kabul etmiştir. Derneğin resmen kurulmuş olması tüzüğündeki amacı, sanıkların savunmaları toplantıdan önceden hükümetin haberdar edilmiş olması, bülten ve bildirilerden 169 yeter miktarda C. Savcılığına ve vilayete verilmiş bulunduğunun ileri sürülmesi keyfiyetleri üzerinde durmaksızın resmen kurulan Yurtsever Gençlik Derneğinin, sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü temin etmeye matuf kanun dışı bir cemiyet haline dönüştürüldüğü kabul edilirken, hangi sosyal sınıfın tahakkümünün sağlanması amaçlandığı, bunun ne surette gerçekleştirilmek istenildiği kesin ve inandırıcı delillerle açıklanmamıştır.
Diğer taraftan Almanya'daki Türk işçilerinden N. adındaki bir gencin öldürülmesi nedeniyle yasal bir dernek olan Mimarlar Odasına ait salonda düzenlenen toplantıda konuşmacıların sarf ettikleri sözlerle, dağıtılan bülten ve bildirilerdeki yazıların, faşizm ve emperyalizmin kınanmasından, tutuklara yapılan baskıların, öğrencilerin uğradıkları saldırıların, işçilerle köylülerin ve dar gelirli vatandaşların yaşam zorluklarının bunlara daha iyi hayat şartlarının sağlanması gerektiğinin dile getirilmesinden başka suç konusu sayılıp sayılamıyacağının, bu konuşma ve bildirilerle üç gün önce kurulan, tüzüğünde gayesi gösterilen derneğin yukarıda işaret olunduğu üzere kanun dışı bir cemiyet haline getirilmeyi amaç edinip edilmediğinin tesbiti için bilirkişi tetkikatına lüzum görülmediği gibi mahkeme kendisini bilirkişi yerine koyarak bu hususları etraflıca tartışıp tayin ve takdir etmeden noksan soruşturmaya dayanarak mahkumiyet hükmü tesis etmiştir.
Bu sebeplerden dolayı usul ve kanuna uygun bulunmayan hükmün bozulması gerekli olup onanmasına karşıyım.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini