 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1974/9203
K: 1975/8398
T: 29.12.1975
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu tetkik hakiminin açıklaması dinlendi. Gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 641 sayılı parsel davacı taraf adına tesbit edilmiş 646 sayılı parsel de hazine adına tesbit edilmiştir. 641 parselde paydaş olan kişi tutanakları kesinleştikten sonra itiraz ederek 646 sayılı parselden bir bölüm arazinin 641 sayılı parsele ilavesi gerektiğini ileri sürmüş, Tapulama Komisyonu bu itirazı kabul etmiş Hazine Tapulama Komisyon kararına karşı dava açmıştır. Mahkemece, dava kabul edilmiş Tapulama Komisyonu kararının iptaline ve tutanakların kesinleştiği gibi tesciline karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
766 Sayılı Tapulama Kanununun 94. maddesi, yanlışlıkları düzeltilmesi başlığı altında düzenlenmiş ve itirazlı olup da Tapulama Komisyonunca ve mahkemece karara bağlanmamış bulunan taşınmazların tahdit ve tesbitinde ölçü, tersimat ve hesaplarında düşülen yanlışlıkların düzeltilmesini amaç gütmüştür. o halde maddenin açık metnine göre, Tapulama Komisyonlarının ölçü, tersimat ve hesap hatalarını düzeltebilme yetkileri tapulamanın kesinleşmesi gününe kadar kullanılabilir. Tapulama tutanağı kesinleştikten sonra artık tapulama kesinleşmiş demektir. Kesinleşmiş tapulamanın ise Tapulama Kanununun 30. maddesi hükmünce kütüğe getirilmesi zorunludur. Böylece yanlışlıkların düzeltilmesi, ancak genel hükümlerin yani Medeni Kanunun 935. ve Tapu Sicil Tüzüğünün 107. ve onu izleyen madde hükümlerinin uygulanması yoluyla mümkün olur. Aksi halde, kesinleşmiş olup ortak Tapulama İdaresinin ve Tapulama Mahkemesini uğraşı ve görev alanı dışına çıkmış bulunan işlemler ve uyuşmazlıklar yeniden tapulama uğraşıları içine sokulmuş olur ve dolayısı ile Tapulama Mahkemesinin görevi içine alınma sonucu doğar ki, bu durum, kanuna ve kanun koyucunun amacına aykırı düşer. Kesinleşmiş tapulamalar ancak, Tapulama Kanununu 31. maddesi hükmü çerçevesinde Genel Mahkemeye açılacak dava ile değiştirilebilir. Kaldı ki olayda, ileri sürülen istek, ölçü ve tersimat hatası değil taşınmazın bir kısmının parsel dışında bırakıldığı doğrultusunda olup hakka etkin bulunmaktadır. Olayda bu bakımdan da 94. maddenin dahi uygulanması olanak dışıdır. O halde, mahkemece yetki dışı verilen komisyon kararının iptal edilmesi isabetlidir. Ancak, mahkemece Tapulama Komisyonu kararının iptali ile yetinilmek gerekirken esasen kesinleşmiş bulunan tapulama hakkında esastan karar verilmiş olması isabetsiz ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden hüküm fıkrasından (dava konusu gayrimenkulün 646 parselin 8400 metrekare olarak Maliye Hazine adına, 641 numaralı parselin de tapulama tutanak ve eklerine uygun şekilde 8800 metrekare olarak İ.P., M.D., H.D., F.D., H.D., V.C. ve V.C. adlarına tesbit ve tesciline) sözünün çıkarılmak suretiyle hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 74. maddesi uyarınca 10 lira onama ilam harcının temyiz edenden alınmasına 29.12.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.