 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1974/6946
K: 1975/6084
T: 17.11.1975
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak istenmiş olmakla gereği görüşüldü:
KARAR : Hükmüne uyulan Yargıtay 1. Hukuk Dairesi bozma ilamında; 1515 Sayılı Kanunda öngörülen koşulların davalı yararına gerçekleşmediği, dayanılan tapu kaydının iptalininin de dava edilmediğine ve bölgede tapulamanın başlamadığına işaret olunmuştur. Dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesinden Tapulama Mahkemesine devrinden sonra nizalı parselin davacı taraf adına tesciline dair tesis olunan hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
766 sayılı Tapulama Kanununun 50. maddesinde; mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan tapulama ile ilgili bulunan ve kesinleşmemiş taşınmaz mallara ait davaların o taşınmaz mal için tapulama tutanağının tanzim edildiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve bu davalara ait dosyaların tapulama mahkemelerine res'en devrolunacağı öngörülmüştür. Aynı kanunun 61. maddesinde de mahalli mahkemelerden devredilen ve henüz hükme bağlanmamış olan davalara kaldıkları noktadan bu kanunda gösterilen esas ve usul dairesinde devam olunacağı hükme bağlanmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesince tesis olunan hüküm Yargıtay 1. Hukuk Dairesince bozulmuş mahkemece de bozmaya uyulmuştur. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak meydana gelebileceği düşünülebilir. isede, sonradan yürürlüğe giren ve tasfiye niteliği taşıyan Tapulama Kanunun genel hükümler dışında yeni hükümler getirmiştir. Bozmayı öngören Yargıtay kararında da davacının dayandığı tapu kaydının iptali için davalının dava açmadığına ve bölgede tapulamanın başlamadığına değinilmek suretiyle Tapulama Kanununun uygulanması halinde meydana gelecek ayrık durumun dikkate alınması gerektiğine işaret olunmuştur. Hal böyle olunca davada usuli kazanılmış hak sorunu üzerinde durulmayarak uyuşmazlığın Tapulama Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. dayanılan tapu kayıt malikinin ölümü tarihi ile el atmanın önlenmesi davasının açıldığı tarih arasında 20 yıldan fazla süre geçmiş ve bu süre içerisinde davalının nizasız, arasız malik gibi devam eden zilyedliği nedeni ile tapu kaydı hukuki değerini yitirmiş ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 32/d. maddsinde öngörülen koşullar davalı yararına gerçekleşmiştir. O halde bu durumda davalının iktisap sağlayan zilyedliğine değer verilerek uyuşmazlığın cözümü yoluna gidilmesi gerekli iken tapu kaydına dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ve davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 766 sayılı Tapulama Kanunun 73. maddesi uyarınca harç alınmasına mahal olmadığına 17.11.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.