 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1974/5805
K:1975/5172
T:13.10.1975
- VAKIF KOŞULLARININ YERİNE GETİRİLİP GETİRİLMEDİĞİ
- GÖREV
ÖZET : Mülhak vakıflar mütevellileri tarafından idare olunur. Bu vakıflarda koşullarının yerine getirilmediği yolundaki iddiaların mütevelliye yönetilmesi gerekir. Bu iddialar Vakıflar Yasasının 23, 33 ve Vakıflar Nizamnamesinin 58. maddesi hükümlerince merciine başvurularak bildirilmeli ve sonuçlandırılmalıdır.
Eğer vakıf koşullarının yerine getirilmesine fiilen ve maddeten olanak bulunmadığı ileri sürülüyorsa Vakıflar Yasasının 17. maddesi gereğince işlem yapılması zorunludur. Bu yoldaki iddiaların tahkik ve karar mercii tapulama mahkemeleri olmayıp, tamamen idari makam ve mercilerdir.
(2762 s. Vakıflar K. m. 1/2, 6, 17, 23, 33)
(17 Temmuz 1936 tarihli Vakıflar Nizamnamesi m. 58)
Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu. Tetkik hakiminin açıklaması dinlendi, gereği görüşüldü.
Tapulama sırasında yüz ölçümleri toplamı 100 dönümü geçmeyen 1293, 1295, 1296, 1298, 1299 ve 1317 parsel sayılı taşınmaz mallar tapu kayıtlarına dayanılarak Bozkırlı Hacı Mehmet Vakfı olarak tesbit edilmiştir. Komisyonca itirazları reddolunan davacı M. Canatar nizalı parsellerin kendi miras bırakanının malı olduğunu ileri sürerek süresinde bu davayı açmıştır. Mahkemece, davanın görev noktasından reddine ve tesbit gibi Vakfı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Nizalı parsellerin evvelce Haziran 1321 tarih ve 20 sayılı tapu kaydı ile Çeşmebaşı mahallesinden Musa Ali oğulları Ahmet, 168 Mehmet ve Mehmet Ali adına kayıtlı iken, bunlardan Musa Ali Oğlu Mehmet'in çocuksuz olarak ölümü ile 1/3 hissesinin annesi Ayşeye intikal ettiği ve adı geçen Ayşe ile 2/3 hisseye sahip Musa Ali oğulları Ahmet ve Mehmet Ali'nin satışlarından tamamının 40 dönüm üzerinden Haziran 1321 tarih ve 22 - 23 sayılı kayıt ile tedavülen Körhane mahallesinden Bozkırlı Hacı Mehmet Efendi bini Abdullah'a intikal ettiği, bilahare 36.772 metrekare yüzölçümü itibariyle Bozkırlı Abdullah oğlu Hacı Mehmet'in işbu tarlayı bağ haline ifraz ederek vakfı sahih ile vakfettiğinden bahisle ve Tapu Komisyonunun 5.10.1937 gün ve 158 sayılı kararı ile 15.10.1937 tarihinde 32 sayı ile tapuya tescil olunduğu ve malik olarak "Bozkırlı Hacı Mehmet Vakfı" gösterildiği, kayıt örnekleri ile anlaşılmıştır.
Ayrıca vakıfın, bu yeri vakfı sahih olarak vakfettiği ve vakıf işleminin şer'iye mahkemesince onandığı, getirilen Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait 2005 numaralı defderin 194 sahife ve 154 sıra numarasında kayıtlı vakıf name örneği ile Manisa Şer'iye Mahkemesinin 2 Şaban 1334 tarihli karar örneği ile doğrulanmıştır. Vakıfnamenin metninden "mütevelliliği vakfedenlerin fer'ilerine şartedilmiş Olduğu..." anlaşıldığından 2762 sayılı kanunun 5404 sayılı kanunla değiştirilen 1. maddesinin ikinci fıkrasına göre, mülhak vakıf olarak kabulü gerekmiş ve aynı kanunun 6. maddesi uyarınca bu nev'i vakıfların ayrı tüzel tüzelkişiliği olduğundan mahkemece nizalı parselin "Bozkırlı Hacı Mehmet Vakfı" adına tapuya tesciline karar verilmesi de isabetli bulunmuştur.
Esas davacı iddiası; vakıfname şartlarının yerine getirilmediği ve vakıfnamenin bu nedenle iptali gerektiği doğrultusundadır. Burada sorun, iddianın bu kısmının Tapulama Mahkemesince tetkik edilip edilmiyeceği yönünde toplanmaktadır.
Öncelikle şunu belirtmek gerekirki, mülhak vakıflarda vakıf şartlarının yerine getirilmesi görevi kural olarak vakıf mütevellisine aittir. Anılan vakfın vakfiyesine göre, mütevelliliği vakfedenin fer'ilerine bırakılmıştır. Nitekim Manisa Asliye Hukuk Mahkemesine 1963 yılında açılan el atmanın önlenmesi davasında davayı, vakıf mütevellisi açmıştır. Bu nedenle vakıf şartlarının yerine getirilmediği yolundaki iddianın mütevelliye yöneltilmesi gerekir. Esasen bu konu 2762 sayılı Vakıflar Kanununun da ayrıca düzenlenmıştır.
Anılan kanunun 23 üncü maddesinde mütevellilerin görevleri açıklanmış ve bu görevleri gereğince yerine getirmeyenler hakkında yapılacak işlem aynı kanunun 33. maddesinde belirtilmiştir. Vakıflar Nizamnamesinin 58. maddesinde de mütevellilerin azli konusunda yapılacak işlem ayrıca gösterilmiştir.
Davacı tarafın, vakıf şartlarının yerine getirilmediği yolunda bir iddiası varsa, bu iddiasını yukarda değinilen kanun ve nizamname hükümlerince merciine başvurarak bildirmesi ve iddiasını sonuçlandırması gerekir.
Eğer vakıf şartlarının yerine getirilmesinin fiilen ve maddeten imkansız hale geldiği dermeyan ediliyorsa, o takdirde Vakıflar Kanununun 17. maddesindeki açıklık gereğince işlem yapılması zorunludur. Görülüyorki bu yolda ileri sürülecek iddiaların tahkik ve karar mercii tapulama mahkemeleri olmayıp, tamamen idari makam ve mercilerdir.
Bu itibarla mahkemece davanın bu kısmı hakkında görevsizlik kararı verilmesi dahi isabetli olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA, 766 sayılı Tapulama Kanununun 74. maddesi uyarınca 50 lira onama ilam harcının temyiz edenden alınmasına 13.10.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.