 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1974/4761
K: 1975/3531
T: 23.06.1975
- İŞTİRAK HALİNDE ZİLYEDLERİN BİR KISMININ DAVAYI KABUL ETMELERİ
- TAPULAMA DIŞI KALAN YERİN AİDİYETİ
- ELATMANIN ÖNLENMESİ
- GÖREVSİZLİK
ÖZET: 1 - İştirak halinde zilyedlerin bir kısmının davayı kabul etmiş olması hukukça değer taşımaz. İştirak çilerin birlikte tasarruf ta bulunmaları zorunludur.
2- Tapulama Mahkemesi tapulama dışı kal. iniş olan bir yerin aidiyeti anlamında hüküm veremez.
3- Tapulama Mahkemesi elatmanın önlenmesi isteği hakkında, genel mahkemelerden gelen davalar bakımından kısıtlı olarak hüküm vermeye yetkilidir. Bunun dışındaki istek hakkında görevsizlik kararı verilmesi gerekir.
(766 s. Tapulama K m. 50)
Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu. Tetkik Hakiminin açıklaması dinlendi. Gereği görüşüldü:
Tapulama sırasında, 333 parsel sayılı 1950 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz zilyedliğe dayanılarak, davalılar adlarına tesbit edilmiştir. Komisyonca itirazları reddolunan Hazine vekili, dava dilekçesinde: nizalı parselin hazine adına tescilini ve davalıların el atmalarının önlenmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü yoluna gidilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1 - davalı taraf tapulama tesbit tutanağına göre iştirak halinde zilyedlidirler. İştirak halinde zilyedlerin bir kısmının davayı kabul etmiş olması hukukça değer taşımaz. İştirakçilerin birlikte tasarrufta bulunmaları zorunludur. Mahkemece bu yönden zuhul edilmiş isede, davayı kabul etmeyenler dahi tebligata rağmen hükmü 60 temyiz etmemiş bulunmaları nedeni ile kanuna aykırı düşen bu durumda bozma sebebi sayılmamıştır.
2 - Hazine tapulama komisyonu kararına karşı bu yerin orman olduğunu ileri sürmüş ve aynı zamanda davalıların müdahalelerinin önlenmesini istemiştir. Mahkemece nizalı parselin orman olarak tapulama dışı bırakılmasına karar verilmiş isede, müdahalerin önlenmesi hakkında bir karar verilmemiştir. Bu itibarla gerek nizalı taşınmazın orman olarak tapulama dışı bırakılması nedeni ile tapulama dışı kalmış olan bir yerin aidiyeti anlamında tapulama mahkemesi hüküm veremiyeceği cihetle ve gerekse Tapulama Mahkemelerinin, müdahalenin önlenmesi şeklindeki eda davalarına, ancak Tapulama Kanununun 50 nci maddesi hükmü uyarınca genel mahkemelerden gelen davalar bakımından kısıtlı olarak hüküm vermek yetkisine sahip olup tapulama komisyon kararına karşı açılan davada eda hükmü istenemiyeceği nedeni ile mahkemenin müdahalenin önlenmesi isteği hakkında görevsizlik kararı vermesi gerekirken bu yönden hüküm tesis edilmemiş bulunması ve mahkemenin kabulüne göre de Hukuk Usülü Muhakemeleri Kanununun 94 ncü maddesindeki koşullar araştırılarak avukatlık parasına hükmedilip edilemiyeceğinin düşünülmemesi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 73 ncü maddesi uyarınca harç alınmasına mahal olmadığına 23/6/1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.