 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1974/3698
K: 1975/2899
T: 29.05.1975
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu. Tetkik Hakiminin açıklaması dinlendi. Gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında yüz ölçümleri 100 dönümü geçmeyen 756 ve 757 parsel sayılı iki parça taşınmaz mal tapu kayıtlarına ve harici hisse satın almaya dayanılarak davalı İ.H.P. ile davacı A.P.'nin adlarına tespit edilmiştir. İtirazları Tapulama Komisyonunca red edilen davacılar A.P.'den kaldığını, taksim yapılmadığını ve iştirak hali sebebiyle satışların geçerli olmadığını bildirerek süresinde bu davayı açmışlardır. Mahkemece A.P. ile F.Ç.'nin davalarının kabulü diğer davacılar H. ve H.'nin davalarının reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1 - Nizalı parsellerin tapulama tesbiti sırasında dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı uyuşmazlık konusu olmadığı gibi bu yön mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi mütalaası ile de tesbit edilmiştir. Medeni Kanun hükümlerine göre tapuda kayıtlı taşınmaz malların tapu dışı yapılan satışları geçerli bulunmamaktadır. Bu biçimdeki satışlara geçerlilik izafe eden 766 sayılı Tapulama Kanununun 32/C bendi hükmüne göre de satışın yapıldığı tarih ile tapulama tesbitinin yapıldığı tarihe kadar ayrıca 10 yıllık zilyedlik süresinin geçmesi ve bölgede tapulama başlayıncaya kadar işbu harici satışın bozulmaması gereklidir. Adı geçen davacılara ait payların satıldığı tarih ile tapulama tespitinin yapıldığı tarih arasında 10 yıllık zilyedlik süresinin geçtiği ve bölgede tapulama başlayıncaya kadar işbu harici satışın bozulmadığı mahkemece toplanıp isabetle takdir olunan delillerle tesbit edilmiştir. 766 sayılı Tapulama Kanununun 57 nci maddesi hükümleri gözönünde tutularak vekalet ücreti takdir edilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle ve hükümde yazılı sair gerekçelere göre mümeyyizlerin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile aleyhlerindeki hükmün ONANMASINA, ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 74 ncü maddesi uyarınca 20 lira onama ilam harcının mümeyyizlerden alınmasına,
2 - Davalılar A.P. ve arkadaşlarının temyiz itirazlarına gelince; 766 sayılı Tapulama Kanununun 41 nci maddesinde; bu bölümde aksine hüküm bulunmayan hallerde Türk Medeni Kanunu ile diğer kanunların iktisap ve tescile ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Sözü geçen maddenin matufu olan Borçlar Kanunun 22 nci maddesine göre bir akdin ileride inşa edilmesine dair yapılan akitler muteberdir. Taraflar arasında yapılan akit Noter Kanununun 44 ncü maddesinde öngörüldüğü şekilde karşılıklı irade birleşmesiyle meydana getirilmiş satış vaadi sözleşmesi niteliğindedir. Bu biçimdeki satış vaadi sözleşmesi Tapulama Kanununun 41 nci maddesi gereğince tapulama uygulamasında da gözönünde tutulur. O halde hukuken geçerli olan işbu satış vaadine değer vermek gerekirken bundan zuhul ile 766 sayılı Tapulama Kanununun 32 nci maddesinde öngörülen 10 yıllık sürenin geçmediğinden bahisle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ve temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 73 ncü maddesi uyarınca bozma için harç alınmasına mahal olmadığına 29/5/1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.