 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1974/1211
K: 1974/3418
T: 04.06.1974
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden mütevellit davadan dolayı verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak tetkiki davalılar tarafından istenilmekle duruşma için tayin olunan 4.6.1974 Salı günü belli saatte temyiz eden H.A. ve E.G. ve Ş.K. vekili avukat İ.T. ile aleyhine temiz istenilen H.M. ve H.P. F.K. ve F.K. vekili avukat M.E. geldiler. Huzurlarıyla duruşmaya başlandı. Aleyhine temiz olunanların temyiz müddeti hakkında bir diyeceği olup olmadığı soruldu. Temyiz dilekçesinin müddeti içinde verildiği görüldü. Hazır bulunan tarafların şifahi izahatı dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirilerek vaktin darlığından dolayı iş müzakere ile karar ittihazına bırakıldı. Bu kerre dosyadaki bütün kağıtlar okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 1973 parsel sayılı 590 metrekare miktarındaki taşınmaz, miras yoluyla geçen zilyedliğine rızai taksime ve satın almaya dayanılarak R.G. adına tesbit edilmiştir. Komisyonca itirazı reddedilen E.P. vekili süresinde müvekkili ile davalı arasında yapılan satış akdinin taşınmazın zilyedliğinin devredilmemesi nedeniyle tekevvün etmediği ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidiliş hüküm duruşma sırasında ölen davalı R.G. mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerçekten 766 sayılı Tapulama Kanununun 45. maddesi hükmünce aynı zamanda 1946 yılında çıkarılan İçtihadı Birleştirme kararı gereğince tapusuz taşınmazın bir başkasna satımında hukuki işlemmin gerçekleşmesi yanında eylemli olarak taşınamızn tesili dahi şarttır. Ancak bunun ayrık durum Medeni Kanunun 892. maddesinde gösterilmiştir. Satan kişi, özel bir nedene dayanarak zilyed olmakta devam etmiş ise sözü edilen madde hükmüne göre zilyedliğin devredilmemesine rağmen satışı gerçekleşmiş sayılır. Olayda satın alan satıcının başka yerdeki taşınmazının boşaltılmasına deyin temsili için süre istediği ve bu yüzden satışa rağmen zilyedliğe devam ettiği iddia edilmiştir. Satın alanın bu iddiasının doğruluğu saptandığı takdirde sonradan açılan men'i müdahale davası ve yanı zamanda yapılan ihtarsatın alanın aleyhine bir delil olarak ele alınamaz. Çünkü bu istekler satın almakla kendisine geçmiş olan taşınmaza el atmanın önlenmesini hedef tutmaktadır. Bir başka deyimle; asli zilyed, fer'i zilyedin zilyedliğe devamı şartının sona ermesi nedeniyle yeddin iadesini istemektedir. Sözü edilen dava ve ihtarnamenin bu doğrultuda yorumlanması gerekir. Taraflar arasında yapılan satış mukavelesinde satıcı "ilişiğini kestiğini" açıklamıştır. Bu beyan, taşınmazla gerek hukuksal ve gerekse eylemli ilişiğin kesildiğini ifade eder. Diğer yandan bu delil ile beraber mahkemece dinlenen tanık E.K. sözleri savunmayı isbatlar niteliktedir.Tanık, S.S. alıcı tarafından taşınmazla ilişiği ifade eden tamirattan söz etmiş ve aynı zamanda alıcının traktör gibi bir takım malzemelerinin taşınmaza konulduğu hakkında tanık sözleri geçmiştir. Bütün bu deliller birlikte ele alındığı takdirde Medeni Kanununun 892. maddesinin ilk fıkrasında sözü edilen biçimde teslimsiz olarak zilyedliğin geçme işleminin tamam olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece aksi düşüncelerle yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve Yargıtay duruşmasında avukatla temsil edilen hükmü temyiz eden vekili için takdir olunan 1.000 lira avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesi uyarınca bozma için harç alınmasına mahal olmadığına 4.6.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.