 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1974/474
K: 1974/555
T: 12.02.1974
DAVA : Dava, şuf'alı payın davacı adına tescili isteminden ibarettir.
Mahkemece, satış bedeli (52.000) lira ve masrafın davalıya ödenmesi halinde şuf'alı payın davacı adına tesciline ve tavzih talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca ve tavzih talabenin reddine dair kararda ayrıca davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Davalılar satıştan önce düzenlenmiş bulunan 26.6.1971 tarihli belge ile davacının kendilerine karşı şufa hakkını kullanmaktan vazgeçtiğini savunarak, aynı tarihli belgeyi ibraz etmişlerdir. Mahkeme, şuf'a hakkından feragatın resmi şekilde yapılarak tapuya tescili lazım geldiğinden bahsile bu savunmayı varit görmemiştir. Ancak; 16.5.1951 gün ve 19/3 sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere (nefsi şuf'a hakkından vazgeçme)nin resmi şekilde yapılması ve bunun tapuya tescili gerektiğine işaret edilmiş ve aynı içtihadı birleştirme kararının üçüncü bendinde ise, satıştan evvel veya sonra müşterek hisseyi almak isteyen alıcıya karşı şefiin, şufa hakkından feregat taahüdünün resmi şekle tabii olmadığı kabul edilmiştir. Yapılan açıklamaya ve belgenin altındaki imzanın kendisine at olmadığını davacı iddia ettiğine göre bu durumda imzanın kendisine ait olup olmadığı usulen araştırılmak ve sonucuna göre bu husustaki anlaşmazlığın çözümlenmesi gerekirken mahkemece bundan zuhul olunması,
2 - Taşınmaz malın paydaşı S. 1.7.1971 tarihinde payını davalılara satış yapması üzerine, tapudan gelen 19.2.1973 tarihli son kayda göre, bu kez davalıların satışın yapıldığı gün (15.000) er liradan cem'an (30.000) lira üzerinden üçüncü şahıslar E.E. ve C.M. lehlerine satın aldıkları bu paylar üzerinde ipotek tesis ettirmişlerdir. Ancak, şuf'a hakkını kullanan kimse, şuf'alı payı müşteriye kaça satılmış ise o miktar üzerinden almak hakkına haizdir. Şuf'a hakkının kullanılmasına kadar geçecek süre içinde vakiideğişikliklerden de davacının mütazarrır olmaması asıldır. bu itibarla şufa hakkını kullanan davacı, ipoteği ayrıca kaldırtmak istemediği ve şuf'alı payı ipotekle yükümlü olarak almak istediği takdirde şuf'a bedelinin tamamını vermek zorunda değildir. bu durumda, bakiye bedelin ödenmesi kafidir. Mahkemece, bu hususda göz önünde bulundurulmaması,
3 - Şuf'a davalarında, 20.6.1951 gün ve 13/5 sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere satış bedelinin ve buna ilişkin masrafın yatırılması için hakim tarafından münasip bir mehil verilmesi zorunluğu vardır. Mahkemenin bu içtihadı birleştirme kararrının göz önünde tutmayarak ve kesin olmayan bir biçimde ve şartlı olarak satış (bedelinin ödenmesi halinde şuf'alı payın davacı adına tesciline şeklinde) hüküm tesisi de, usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINAve avukatlık ücret tarifesine göre takdir edilen 850 lira mürafaa vekalet ücretinin davalılardan alınmasıan, 12.2.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.