 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E: 1974/3025
K: 1974/3247
T: 29.05.1974
DAVA : Karşılığı olmayan çeki H.D. ye vermek suretiyle dolandırıcılıktan sanık O.K. hakkında yapılan duruşma sonunda: Suçu usulen sabit olduğundan T.C.K.nun 503/ilk ve 1712 sayılı kanunun 4/1. maddeleriyle 5435 sayılı kanun hükümlerine tevfikan binyüzelli lira ağır para cezasıyla mahkumiyetine dair BURSA 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 21.3.1974 tarihli hükmün temyizen tetkiki sanık tarafından istenilmiş ve para depo edilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı yüksek makamından af sebebiyle davanın ortadan kaldırılmasını isteyen 22.5.1974 tarihli tebliğname ile 24.5.1974 gününde daireye verilmekle okunarak gereği düşünülüp görüşüldü:
KARAR : Sanık, soruşturma safhalarındaki savunmalarında müştekiye verdiği iki çeki aynı günde düzenlediğini ve keşide tarihlerini değişik attığını ve müştekinin taşımayı taahhüt ettiği kum ve çakıl hesabını gördükten sonra bankaya ibrazını şart koştuğunu beyan etmektedir.
Mahkemece celb edilip incelenen suç konusu 31.1.1973 günlü çekin, muhatap bankaya 20 gün sonra 19.2.1973 tarihinde ibraz edildiği ve o günkü hesabında tam karşılığı bulunmadığı üzerine verilen meşruhattan anlaşıldığı belirtilmektedir.
Ticaret Kanununun 708. maddesine göre çek, keşide edildiği yerde ödenecekse 10 gün içinde ibrazı zorunlu olduğu ve bu sürenin dışında ancak keşidecinin muvafakatı ile ve ihtiyari olarak ödenebileceği aynı kanunun 711. maddesinde hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Müştekinin çeki 10 günlük ibraz süresi geçtikten sonra bankaya ibraz etmiş olması, sanığın savunmasının doğru olduğunu gösterdiği gibi kanuni ibraz süresini içine alan 8 - 10 Şubat 1973 tarihleri arasında keşidecinin bankada bunu karşılayacak parası bulunduğu da bankadan gelen listede görülmektedir.
Buna göre, müştekiden sanığın kendisine çeki imzalayıp verirken savunmada bahsedildiği gibi kum hesabı görüldükten sonra ibraz etmesi şartını ileri sürüp sürmediğinin ve çeki kanuni ibraz süresi geçtikten sonra ibraz edilmesi nedeninin sorulması ve buna göre sanığın eyleminde bidayette müştekinin bilmediği bir şey üzerinde aldatmak şeklinde dolandırıcılık kastı bulunup bulunmadığının düşünülmesi gerekirken savunma ve lehteki deliller üzerinde durmayarak sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA ve depo parasının geri verilmesine 29.5.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.