Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E:1974/886
K:1975/5358
T:22.04.1975
  • DEVLET MEMURLUĞU
  • GÖREVLİNİN SORUMLULUĞU KOŞULU
  • RÜCU HAKKI KİŞİSEL KUSUR
* ÖZET:657 sayılı Yasa, yönetim ile görevlinin birlikte sorumluluğu esasından ayrılarak zarar görenle memuru karşı karşıya bırakmamak ve böylece görevin daha kolay yapılabilmesini sağlamak, malca güçlü olan idarece zararın ödenmesi için (görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlar) için kişilerin doğruca devleti dava etmeleri ilkesini getirmiştir. Fakat bu kural görevlinin sorumsuzluğu anlamına gelmez. Görev dolayısiyle idareye verilen zararla, görevle ilgisi olmıyan zararlardan ötürü görevliye karşı yöne timce ve özel kişilerce dava açabilir. Orman bakım memurlarının çevirdikleri arabada davacıların miras bırakanlarını öldürmeleri görevle ilgili olmadığından dava idare ye değil görevliye yönetilmelidir.
(657 s. Dev. Me. K. m. 12, 13)
(521 s. Danıştay K. m. 30/3)
Davacılar avukatı; müvekkilesi Ş. Ş...'in kocası ve çocuklarının babası bulunan B. Ş...'in sahibi bulunduğu kamyonla 1965 yılında, Sinop - Boyabat yolu üzerinde Soğuksu istikametinde seyrederken kamyonda kaçak kereste bulunduğu iddiasıyla vazif eli bulunan davalılar kamyonun yolunu kesmek ve araca tüfekle ateş etmek suretiyle davacının kocası ve babaları bulunan B. Ş...'in ölümüne sebebiyet verdiklerini bildirerek, bu hususta öldürme hadisesiyle ilgili davanın açıldığını ve davalıların mahkum edildiğini ileri sürerek maktülün destekten yoksun kalan karısı ve çocuklarına maddi ve manevi olmak üzere 30.000 lira tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. SAVUNMA:Davalılar savunmasında; Borçlar Kanununun 55. maddesi uyarınca davanın Orman Genel Müdürlüğü aleyhine açılması gerektiğini zira, hadisenin memuriyet görevlerini yaptıkları esnada meydana geldiğini ileri sürerek davanın reddini istemişlerdir.
KARAR: Yapılan yargılama sonunda; tesbit ve takdir edilen 15760 lira 61 kuruş maddi ve manevi tazminatın davalılardan müteselsilen ve eşit olarak alınarak davacılara kararda gösterilen miktarlarda ödenmesine karar verildiğine ilişkindir.
Temyiz eden: Davalılardan İsmail Ç....
Temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Bir Reform Kanunu olan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu 13. maddesi ile Angiosakson memleketlerinde, İtalya'da ve daha evvel de bizde uygulanmakta olan idare ile memurun birlikte sorumluluğu esasından ayrılılarak bir taraftan zarar görenin memur aleyhine açtığı davada haklı çıktığı takdirde zararını ödemede güçsüz olan memur ile karşı karşıya bırakmamak ve malen daha güçlü ve ödeme kabiliyeti olan kamu idaresince zararının daha kolaylıkla ödenmesi imkanını sağlamak bakımından zarar gören kimse yararına olduğu kadar, kamu görevlisini üçüncü kişilerin (idare edilenlerin) dava yoluyla daimi bir tazmin tehdidinden uzak tutmak ve bu nedenle kamu görevinin daha süratli ve yararlı bir şekilde görülmesini sağlamak amacını da hedef tutarak bir taraftan da kamu hukukuna tabi kamu görevlisi yararına getirilen hüküm ile teminat sistemi denilen yeni bir sistem kabul edilmiştir.
Hem memur ve hemde idare edilenler leyhine teminat getiren hüküm esas itibariyle Alman stiseminden ilham almaktadır. 1. Dünya Savaşından sonraki Cumhuriyet devrinden beri Almanya'da bir Anayasa müessesesi haline gelmiş olan bu teminat en son Borin Anayasasının 34. maddesinde "Bir kimse kendisine verilen kamu görevinden ötürü üçüncü şahıslara karşı uhdesine düşen ödevi ihmal eder ise esas itibariyle sorumluluk hizmetinde bulunduğu kamu kurumuna aittir. Kasıt veya ağır kusur halinde rucu hakkı saklıdır" şeklinde ifade edilmiştir.
1957 tarihli Federal Almanya Memurin Kanunda bu esas aynen benimsenmiş ve kamu idaresi Anayasanın 34. maddesinin 1. fıkrasına göre üçüncü şahıs için bir tazminat ödemiş ise ancak memurun kastı ve ağır kusurunun varlığı halinde ona rücu etmenin mümkün olabileceği kabul edilmiştir.
657 Sayılı Kanunun kişilerin uğradıkları zararlar matlabını taşıyan 13. maddesinde aynı ilkeden (teminat sistemine davalı görüşten) hareketle "kişiler, kamu hukukuna tabi görevliler ile ilgili olarak uğradıkları zararlardan ötürü bu görevi yerine getiren personel aleyhine değil ilgili kurum aleyhine dava açarlar" denilmek suretiyle üçüncü kişilerin uğradıkları zarar ve tutarından üçüncü kişiye karşı yalnız başına kamu idaresinin sorumluluğunun kabulüyle ayrıca personele karşı husumetin yöneltilmesine mani olunmak istendiği açıkça anlaşılmaktadır. Ancak daimi olarak ve ilk elden dava tehdidi altında bulundurulmak istenmeyen memurların tamamiyle sorumsuz hareket edecekler şeklinde bir anlama yer #vermemek gerekir. Bu madde ile memur mütemadiyen mahkemelerde kendi aleyhine üçüncü kişiler tarafından açılmış davalardan korunmuştur ama, görevleri dolayısıyla idareye vermiş oldukları zararlardan ötürü idareye karşı sebep oldukları zarar sebebiyle olan sorumlulukları devam etmektedir. Aynı kanunun kişisel sorumluluk matlabını taşıyan 12. maddesindeki (zarar) tabiri memurun gerek doğrudan doğruya idareye vereceği zararı ve gerekse başkalarına görevleri icabı ika ettikleri zararlar dolayısıyla idarenin ödemeğe mecbur olduğu zararları da kapsamakta olup 13. maddenin son fıkrası hükmüne göre idarenin zararın meydana gelmesinde görevlinin şahsi bir kusuru var ise haksız eylem esasları uyarınca ve genel hükümler çerçevesinde sorumlu memurlara karşı rucu hakkı da saklı tutulmak suretiyle memurun da idareye karşı sorumluluğunun sınırı belli edilmiştir. (Bakınız: 657 Sayılı K. esbabı mucibesine) Yukarıdaki açıklamalara göre dava tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 657 Sayılı Kanunun 13. maddesi hükmü gözönünde tutulmaksızın 521 Sayılı Kanunun 30/13. maddesi gereğince ancak kamu idaresi aleyhine hizmet kusuru nedeniyle dava açılabileceğinin ve kamu hizmetinin ifası dolayısiyle üçüncü kişilerin uğradıkları zarar nedeniyle zarar gören kimselerin kamu görevlilerine husumet yönelterek dava açamıyacaklarının düşünülmeksizin işin esasına girişilerek hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olduğundan kararın bozulması gerekir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 22.4.1975 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini