 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1974/7547
K: 1974/7351
T: 26.11.1974
DAVA : H.K. tarafından Esin D.K. kayyımı Av. T.Ö. aleyhine açılan evlatlık sözleşmesinin Feshi davasının yapılan muhakemesi sonunda verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraflarca temyiz edilmekle gereği düşünüldü:
KARAR : 1 - Dava, evlatlık sözleşmesinin iptaline ilişkindir.
Gerçekten, evlatlık sözleşmesi hakkındaki kurlara uyulmak şartı ile evlatlık ilişkisi iki tarafın arzusu ile her zaman ortadan kaldırılabilir. Evlatlık bağı, haklı sebeplere dayanılarak evlatığın, mirastan ıskat sebeplerinin varlığı halinde ise evlat edinenin isteği üzerine de hakim tarafından ref edilir. (M.K. 258, 457)
Medeni Kanunun 258. maddesi delaletiyle 457. maddesinde yazılı şartların varlığı iddia ve isbat edilmediği halde, fesih kararı verilesi yanlış olduğu gibi, çocuğu temsiil eden özel kayyımın (M.K. 376/2) izinsiz, kendi başına sözleşmenin feshine razı olması da sözleşmenin iptali için yeterli değlidir. Şöyle ki:
Vesaet altındaki kişinin başkası tarafından evlat edinilmesi için Sulh Hakiminin izninin Asliye Hakimi tarafından da uygun bulunması şarttır.
(M.K. 406/1) Kanun koyucu bu konuda vesayet makamının ikili iznini öngörmüş iken, sözlmenin gerek karılıklı rıza gerekse açılacak dava yolu ile ortadan kaldırılmasının küçük veya mahcurun yararına bulunduğu hallerde ne yapılması gerektiğini hükme ağlamamış, böylece bir kanun boşluğu (M.K. 1) meydana gelmiştir. Öyle ise nasıl ki, evlatlık olma ikili bir izine bağlı tutulmuş ise, ilişkisinnin bozulması için de aynı şekilde bir işleme başvurulması zorunluğunu kabul etmek yerinde olur. Hm kanunun sistemetiğine hemde, kanun koyucunun vesayet müessesesi ile izlediği amaca uygun düşer. Oysa, olayda anılan şart yerine getirilmediğihalde izin yetkisi olmayan kayyımın isteğine uyularak evlatlık sözleşmesinin feshine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
2 - E.R. ve eşi N. tarafından evlat edilmiş olup, sadece H. evlatlık sözleşmesinin iptalini istemiştir. Her ne kadar karı koca çocuğu birlikte evlat edinmiş iseler de, bu kanuni bir zorunluk olmayıp bir raslantıdan ibarettir. Onun için feshin her halde ikisi tarafından istenmiş zorunluğu yoktur. Yani aralarında mecburi dava arkadaşlığı söz konusu değildir. Bu bakımdan, birisinin fesih isteği diğerini etkilemez. O hade N.'ile ilgili olmak üzere iptal kararı verilmemiş olmasında kabul şekli bakımından bir isabetsizlik bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın birinci bentde yazılı sebeplerle BOZULMASINA 26.11.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.