 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1974/4511
K: 1974/4299
T: 01.07.1974
DAVA : (O) tarafından (Y) vasisi (M) aleyhine vasiye izin verilmesi talebiyle açılan davanın yapılan muhakemesi sonunda talebin reddine dair verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Vesayet altındaki kişinin temsilcisi olarak vasinin duruşmalarda bulunabilmesi için sulh hakiminin husumete izin vermesi zorunludur (MK. 405/8). Kanun koyucu, husumet deyimi ile, aktif ve pasif husumeti, yeni davacı yahut davalı sıfatıyla bir davanın tarafı olabilmeyi öngörmüş olup amaç, vesayet altında bulunanın yararını korumaktadır. Mahkeme de bu ilkeden hareket etmiş olmakla beraber, ters bir sonuca ulaşmıştır. Şöyleki: olayda izin, hacir altındaki kişinin adına bir dava açmak için değil, hakkında açılacak tapu iptali davasında davalılar arasında yer alacağı içindir.
Gerçekten vesayet altındaki kişinin davacı olması gereken hallerde Sulh Hakimi, davadaki kazanma şansını incelemek ve sonucuna göre husumete izin verip vermemek bakımından takdir hakkına sahip ise de, vesayet altında bulunanın davalı durumunda bulunması halinde isteği az önce açıklanan açıdan incelemek mümkün değildir. Çünkü: Vesayet altındaki bulunan kişinin davalı olduğu davada, sulh hakiminin husumete izin vermemiş olması, davanın reddini gerektirme. Bu takdirde, vasi durşumadan çıkarılıp davaya gıyapta devam edilir. Onunu için Sulh hakimi husumete izin vermemekle vesayet altındaki şahsı korumuş olmaz. aksine onu savunma imkanından yoksun kalır.
Öyle ise az önce açıklanan sebepler karşısında husumete izin verilmesi zorunlu iken olayın niteliğine uymayan düşüncelerle isteğin reddedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 1.7.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.