 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1974/407
K: 1974/561
T: 31.01.1974
DAVA : Y.D. tarafından kocası T.D. aleyhine açılan boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın selahiyet yönünden reddine dair verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün vekalet ücretine ait kısmı davacı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, boşanmaya ilişkin olup itiraz üzerine mahkemece dava dilekçesi, yetki yönünden reddedilmiş, davalı taraf vekalelt ücreti sebebiyle kararı temyiz etmiştir.
Yetki itirazı üzerine, ikametgahın tesbitine esas olmak üzere yerleşmek niyeti yönünden mahkemece tarafların tanıkları dinlenmiş, itiraz yerinde görülerek yetkisizlik kararı verilmiş, ancak delillerin toplanmasına bağlanmadığından söz edilerek davalı yararına yarı vekalet ücreti takdir olunmuştur.
Davaının açıldığı tarihte yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesinin 8. maddesinde görevsizlik yetkisizlik sebepleriyle dava dilekçesinin redderdilmesine .... delillerin toplanmasına ilişkin ara kararının yerine getirilmesinden önce karar verilmesi halinde tarifede yazılı ücretin yarısına karar gereğinin yerine getirilmesinden sonraki safhada ise tamamına hükmolunur) denmektedir.
Açıklanan metinde, toplanan delilin niteliği belirtilmemiştir.
Tanık dinlendiği halde yarım vekalet ücreti takdir edilmiş olmakla mahkemece, bu madde yer alan delil deyiminin davanın esasına ilişkin delil olarak kabul olunduğu anlaşılmaktadır. Oysa 8. madde mahkemenin sandığı şekilde değildir. Şöyleki:
Bu maddede delil toplanmadan önce vekalet ücretinin yarım olarak öngörülmesinin amacı, hizmet azlığı gerekçe ve sebebine dayanmaktadır. Hal böyle olunca, toplanan delil, ister esasla ister yetkiyle ilgili olsun her iki halde de hizmet artmış olacağı için delil bakımından bir ayırım yapma maddenin sevk maksadına aykırı düşer.
Öte yandan bu tarifenin taslağı Adalet Bakanlığından Yargıtay'ca gönderilip, görüşü sorulmuş, bu sebeple kurulan komisyonunun 14.3.1973 günlü raporunun 4. bendinde: delilden maksadın, (uyuşmazlığın çözümüne etkili deliller) olduğu yolunda maddeye açıklık verilmesi önerilmiş, fakat Bakanlık Avukatlık Kanununun 168. maddesindeki yetkisine dayanarak bu teklife katılmamış, taslağın değiştirilmesine lüzum görmemiş Barolar Birliğinden gelen şekliyle onamıştır. Görülüyorki haznırlama sırasında da maddedeki delil toplama işleminin, esasla ilgili değil, her ne sebeple olursa olsun toplanan delil şeklinde olması esası öngörülmüştür.
Diğer taraftan, yetki itirazları hadise şeklinde ve uyuşmazlığın esasına girişilmeden önce ve özellikle davalı duruşmada bulundurulmadan çözülmesi gereken itirazlardandır. Hal böyle olunca tarifenin 8. maddesindeki delil ibaresinin yetki ile ilgili delilleri kapsadığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece yerleşmek niyetinin tesbiti yönünden bile olsa tanık dinlenmiş ve bu suretle yetkisizlik kararı verilmiş bulunduğuna göre, davalı yararına tam vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken az önce açıklanan 8. madde hükmü, gerekçe gösterilmeden yanlış yorumlanarak yarım vekalet ücreti verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA 31.1.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.