 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1974/3152
K: 1974/3166
T: 20.05.1974
DAVA : S.K. tarafından Türk Anneler Derneği Kırklareli Şubesi Başkanlığı aleyhine açılan Üye kaydının yapılması davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki davacı tarafından istenilmiş isede dava mahiyeti itibariyle duruşmaya tabiimevattan olmadığından duruşma talebinin reddine karar verildikten sonra evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Kimse, bir derneğe üye olmaya veya üyesi bulunduğu dernekte kalmaya zorlanamaz. (1488 sayılıkanunla değişik Anayasa m. 29, 1930 sayılı Dernekler Kanunu m. 15,16) Gerçek kişiler bu konuda nasıl özgür iseler, Dernekler de üye kabul edip etmemek bakımından özgürlüğe sahiptirler. Bilim alanında bu görüş baskındır. (Prof. A. Egger, İsviçre Medeni Kanun şerhi, kişinin Hukuku, Volf Çernis çevirisi, 1948, sh. 113-114, Doçent Ergun Özsunay Medeni Hukukumuzda Tüzel Kişiler 1969, sh. 104-105, Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu - Aytekin Ataay, Türk Cemiyetler Hukuku, 1956, sh. 87).
Dernek kurmak teme haklardan olduğuna göre, aynı durumda olanlar arasında ayrım yapılarak bir kısmının üyeliğe alınmamasının, "kişinin kendini yetiştirme özgörlüğü" ve "eşitlik" ilkesine (Anayasa 12,21) aykırı olduğunu ileri süren azlık görüşüne (Prof. İsmet Sungurbey, Cumhuriyet Gazetesi 3 Temmuz 1967 günlü sayısı) katılmak mümkün değildir. Şöyleki:
Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi, yaradılışlarının gereği olarak, insanlara özgü olanların dışında bütün hak ve yükümlülükler ile donatılmışlardır. (M.K. 46) Öyle ise gerçek ve tüzel kişiler arasında "Medeni haklardan yararlanma ve kullanma" bakımından bir ayırım yapılamaz. Hal böyle olunca, isteği olmadan kişinin derneğe üye olamıyacağı yolundaki özgürlüğü (Anayasa 29/2) karşısında Derneklerin de üye alıp almamak özgürlüğüne sahip olduklarının kabulü Medeni Kanunun az önce açıklanan 46. maddesinin hükmü gereği olduğu kadar, Anayasanın eşitlik ilkesinin de tabii sonucudur. (Anayasa 12) Hatta uygulamadaki kararsızlığın giderilmesi için bir örnek olmak üzere partilerin, sebep göstermeksizin üye olma isteklerinin rededilebilecekleri öngörülmüştür. (648 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu m. 9) Zaten aksini düşünmek özgürlüğü kısıtlamak olurki buna Anayasa'nın özü ve sözü elverişli değildir.
SONUÇ : Öyle ise, davacının anneler derneğine alınmaması şeklindeki dernek kararında kanuna aykırılık bulunmadığından temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA 20.5.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.