 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1974/2228
K: 1974/2283
T: 15.04.1974
DAVA : (İ) tarafından karısı (B) aleyhine açılan boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda tarafların boşanmalarına dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 - Hukuki bir ilişki tesbiti için tarafların arzusu yeterli sayılmayıp ayrıca, mahkeme kararı lüzumlu görülmüş ise bu takdirde davayı kabul hukuki sonuç doğurmaz (H.U.M.K. 95). Ancak, bu gibi hallerde, davayı kabul edenin duruşmada hazır bulunması zorunluğu yoktur. Kabul, bu usuli durumdan başka bir netice hasıl etmez (H.U.M.K. 95/2).
İstek boşanmaya ilişkindir. Boşanma davalarında kabul başlı başına hukuki sonuç meydana getirmez (M.K. 150). onun için davalı davayı kabul etse bile, davacı boşanma sebeplerinin varlığını isbat zorundadır. Yani, usulün 95. maddesinin deyimi ile (Bilbeyyine hükme raptı mecburi) bulunan bir dava söz konusudur. O kararı gönderme mecburiyeti yoktur. İlmi içtihadlar da bu konuda söz birliği içindedir (Prof. İlhan Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuk Dersleri 1970, Sh. 417, Prof. Saim Üstündağ Medeni Yargılama Hukukunun esasları 1973, Sh. 348 - 349, Prof. Mustafa reşit belgesay, Hukuk Muhakemeleri Usulü 1938, Sh. 257). İşte davalı davayı kabul etiği cihetle gıyap kararı tebliğ edilmeden yargılama yapılmasında kanuna aykırılık değil, aksine uygunluk vardır. Bu bakımdan gıyaba ilişen temyiz itirazları yersizdir.
2 - Tebliğ edilen ihtar 27.3.1957 günlü 10/1 sayılı içtihadı birleştirme kararında öngörülen şekil ve şartlara uygun ve geçerli olduğu cihetle, davete uymamanın haklı sebebe dayandığını davalı isbat etmekle zorunludur. İsbat yükü ona düşer. Oysa, davalı duruşmada bulunarak mahik sebeple davete uymadığını isbat etmemiştir. Öyle ise, boşanma kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından hükmün esasına yönelen temyiz itirazları yerinde değildir.
3 - Evlenmekten men cezası verilmesi hakimin takdirine terk edilmiş olmakla beraber, esasen dosya muhtevası bu müeyyidenin uygulanmasını da gerekli kıldığından bu yöne deyinen temyiz itirazı da yersizdir.
4 - Usulün 94. maddesinin şartları gerçekleşmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretine ait temyiz itirazları da yerinde bulunmamıştır.
5 - Davacının mali durumu, çocuğun yaşı ve bugünkü geçim şartları karşısında takdir edilen iştirak nafakasının miktarında bir yanılma bulunmadığından bu yöne ilişen temyiz itirazları da yerinde değildir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarını reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA 15.4.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.