 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1974/187
K: 1974/213
T: 17.01.1974
DAVA : H.Y. tarafından ölünceye kadar bakma akdine izin verilmesi talebiyle açılan davanın yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmü davacı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Bu bir gerçektir ki taşınmazlar, sahiplerine bir yandan gelir sağlamakta, öbür yandan çeşitli faktörlerle değer artışı meydana getirdikleri cihetle mal varlığında çoğalmaları yol açmaktadır.
Bazan taşınmazın elde tutulması külfet doğuracağı cihetle satış, taşınmazın sahibinin yararına sayılabilir. bazan taşınmazdan elde edilecek para kişiye o anda veya gelecekte büyük menfaatler sağlıyabilir, yada onu bir takım mali tehlikelerden kurtarma imkanı verebilir. Bu örneklerin artırılması mümkündür. Denecek olur ki, ayrık durumlar dışında kural olarak taşınmazın elden çkarılması karşılığında alınacak para harhalde satanın yararına bir işlem olarak kabul edilemez. İşte kanun koyucu bu noktadan hareketle ve özellikle vesayet altına alınan kişinin korunması amacıyla onun taşınmazlarının satılmasına ilişkin işlemleri Sulh Hakiminin iznine bağlı tutmuştur.
Ölünceye kadar bakma sözlemesi, sözleşenlere karşılıklı olarak borçlar yükler, haklar sağlar. Birinin yüklendiği borç diğerinin elde etiği hakkın karşılığıdır. Bu bakımdan ıvazlar arasında denge, diğer bir deyimle eşitlik bulunması asıldır. Aksi halde istenerek veya istenmiyerek bir taraf diğerine karşılıksız ve gizli bir hibede bulunmuş olur. Vesayet dairesinin görevi vesayet altındaki kişinin yararını korumak olduğuna göre, bu çeşit bir sözleşmenin yapılmasının da Sulh Hakiminin iznine tabii tutulması gerektir.
Kanunların uygulanmasında söze öncelik yerine öze değer verilmesi, yani dar yorum değil amaca göre yoruma gidilmesi lazımdır. Yorumlamada da tarihi gelişim ve sosyal değişimlere geniş ölçüde yer verilmesi asıldır. Aksi takdirde dar yorum, çok defa hak duygularının örselenmesine ve kanun koyucunun güttüğü amacın, zedelenmesine yol açar. Aksi takdirde dar yorum, çok defa hak duygularının örselenmsine ve kanun koyucunun güttüğü amacın, zedelenmesine yol açar. Az önce açıklandığı gibi taşınmaz alım satımında gösterilen hassasiyet ve özenin ölünceye kadar bakma sözleşmesinde ihmal edilmiş olması kanun yapanın maksadını aşan bir yorum şekli olur. (Prof. A. Egger. Aile Hukuk, Vesayet, Volf Çernis tercümesi, 1955 baskısı, Sahife 695-606, 712, 753-754) Onun için Medeni Kanunun 392. maddesi delaletiyle 405/1, 406/4. maddelerinin ışığı altında ve her şeyden önce vesayet altındaki kişinin korunmasının asıl olduğu düşüncesinden hareket edilerek vesayet altındaki kişinin paylı taşınmazının ölünceye kadar bakma karşılığında temlik edilmesi yolunda vasinin izin istemisinin kanuna uygun olduğu gözetilerek izin verilmesinin vesayet altındaki H.K.'nin yararına olup olamıyacağı hussunda inceleme ve araştırma yapılması ve sonucu uyarınca hüküm verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararı gösterilen sebeplerle BOZULMASINA 17/1/1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.