Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1974/387
K: 1974/1256
T: 28.02.1974
DAVA : Taraflar arasındaki davada:
Davacılar müşterek murislerinin ağır hasta olarak Hastanede yattığı bir sırada dava konusu 527 ada 9 parsel sayılı taşınmazı davalıya kırk bin liraya satmış gibi işlem yaptırdığını, hakikatte bedelsiz olan bu tapu işleminin muvazaaya dayandığını ileri sürmüşler, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Mahkemece, davacı tanıklarının yeterli bir bilgiye sahip olmadıkları, aksine davalı tanıklarının akdin doğru olduğuna şahadet ettikleri, mevcut delillere göre teklif edilen yemini davalının eda eylediği gerekçeleriyle dava red edilmiştir.
Bu hüküm duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacılar vekillerince istenilmiş olmakla: Duruşma için tayin olunan 26/2/1974 salı günü için yapılan tebligat üzerine Mümeyyiz M.O. vekili Avukat N.Y. ile M. aleyh vekili Avukat E.Ö. geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer mümeyyiz vekili gelmedi, gıyabında duruşmaya başlandı, müddetinde ita ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz arzuhalinin kabulü karar verildikten sonra gelen vekillerin şifahi izahları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, bilahare dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü:
KARAR : Kanserden muztarip olan muris; kaldırıldığı Hastanede, son günlerini ve saatlerini yaşadığı, haleti nezi dönemine girdiği veya girmek üzere bulunduğu sırada dava konusu evini yeğeni olan davalıya kırk bin liraya satmıştır.
Satışın zorunlu ve makul nedenlere dayandığı anlaşılmadığına, 24/12/1965 gününde ödendiği kabul edilen kırk bin liralık satış bedelinden bir lirası bile - 26/12/1965 de ölen - miras bırakanın terekesinde çıkmadığına göre, davaya konu yapılan taşınmaza ait işlemin gerçek bir satış sözleşmesine dayandığı düşünülemez.
Bazı ilkelere riayet edilmeden verilen mahkeme kararlarının adalete uygun ve isabetli olduğu kabul edilemez. Bir davada isbat külfetinin taraflardan hangisine ait olacağı, nelerin isbata ihtiyaç göstereceği gereği gibi saptanmadığı, tarafların gerçek istekleri ve amaçları araştırılmadığı, getirilen deliller olayların özellikleri ve tarafların durumları ve hayatın olağan icapları gözönünde tutularak değerlendirilmediği hallerde isabetli bir hükmün varlığından söz edilemez.
Olayda, son günlerin yaşadığı ve ölüm sathı mailine girdiği açıkça belli olan murisin, dava konusu taşınmazını davalı bulunan yeğenine satışını haklı gösteren ciddi, zaruri ve makul bir nedenin mevcudiyeti ileri sürülmemiştir. Bu davada isbat külfetinin büyük bir kısmının davalı tarafa ait olacağı gözden kaçırılmıştır. Olayda, davalı taraf, ölüm döşeğinde hayat ve memat mücadelesi içinde bulunan murisin evini hangi zaruri nedenlerle elden çıkarmak ve kendisine satmak durumuna düştüğünü, devir ve temlik işleminin gerçek bir satışa dayandığını izah ve isbat edememiştir.
Deliller yanlış takdir edilmiştir. Ferağa tanık olan kişilerin açıklamalarına göre, 40 bin liralık satış bedeli ferağ sırasında verilip alınmıştır. Önemli miktardaki satış parasından bir kuruşu bile 48 saat sonra ölen mürisin terekesinden çıkmadığına göre satış bedelli yapıldığı kabul edilemez.
Hal böyle olunca, mahkemenin bedel için davacı tarafı davalıya yemin teklif etmeye zorlaması, bu zorlama sonunda eda edilen yemine dayınalarak davanın red edilmesi doğru değildir.
Dava konusu taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerinin araştırılmamış bulunmasından ötürü soruşturma eksiktir. Anlaşmazlık konusu olan evin satış günündeki gerçek değeri ile satış bedeli arasında - iddia edildiği üzere - göze çarpan bir farkın mevcut olduğu tesbit edilmiş bulunsaydı delillerin daha doğru değerlendirilmesi mümkün olabilirdi.
Gerçek değerle satış bedeli arasında fark mevcut olması takdirinde, miras bırakanın asıl maksadının bağışlama dan iberet bulunduğu kesinlikle saptanmış olur idi. Murisin mirasçıları mirastan yoksun bırakmak amacı ile hareket ettiği hallerde ise muvazaanın yazılı delille isbatına lüzüm yoktur.
Yukarıda açıklandığı üzere eksik soruşturma ve delillerin yanlış takdirine dayanılarak karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA gelen mümeyyiz M.O. vekili Av. N.Y. için 1000 lira duruşma vekalet ücretinin N. aleyhden tahsiline peşin harcın iadesine 28/2/1974 tarihinde oybirliğile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini