 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1974/4933
K: 1976/331
T: 11.02.1975
DAVA : Teşekkül vücuda getirerek satmak maksadıyla uyuşturucu maddelerden esrar bulundurmaktan sanık İ.Ş.in yapılan yargılaması sonunda: T.C.K.nun 403/2-3-5 ve 59. maddeleri gereğince 16 sene 8 ay ağır hapis 444.616,60 lira ağır para cezasıyla mahkumiyetine, 1803 sayılı Af Kanununun 2/B-A maddesi uyarınca ağır hapis cezasının 5 senesi ile para cezasının tamamının kaldırılarak 11 sene 8 ay ağır hapsine ve esrarın müsaderesine dair (İstanbul) 5. ağır ceza mahkemesi'nden verilen 4.10.1974 tarihli ve 972/172-974/436 sayılı hükmün süresi içinde duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmesi şartı yerine getirilmesi üzerine mahallinden gönderilen dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye tevdi kılınmakla 22.1.1975 Çarşamba saat 14.30 duruşma günü tayin olunarak sanıkla vekiline davetiye gönderilmiştir.
Belli günde yargıçlar duruşma salonunda toplanarak Yargıtay C. Başsavcı yardımcılarından V.O. hazır olduğu halde oturum açıldı.
Vuku bulan tebligat üzerine sanık vekilinin gelmediği telgrafla talik talebinde bulunduğu anlaşılmakla Yargıtay C. Başsavcı yadımcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde talik talebinin reddiyle DURUŞMASIZ tetkikat icrasına ittifakla karar verilerek tefhim olunduktan sonra, vaktin darlığına mebni tetkikat icrası başka bir güne bırakılmıştı.
Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu:
KARAR : Kısa ve gerekçeli kararlarda T.C.K.nun 403. maddesinin 3 ve 4. bendleri yerine 2 ve 3. bendlerinin gösterilmesi, tayin olunan ceza miktarına göre daktilo hatası olarak kabul edilmiş ve sonuca etkili görülmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçe ve takdire göre sübuta ait temyiz itirazlarının reddine,
Ancak:
Sanık ilk ifadelerinde esrarların C. ve H. adlı şahıslara ait olduğunu, kendisinin sadece satıştan komisyon aldığını bildirmiş, mahkemeye gönderdiği 22.5.1972 günlü dilekçesinde esrarları C.dan aldığını söyleyip H.in ilgisi olmadığını açıklamış, duruşmada esrarların C. ve H.e ait olduğunu söylemiş sonraki ifadelerinde ise; suçu müstakil olarak işlediğini savunmuştur.
Sanığın suç ortaklarının varlığı kesinlikle saptanmamış, mahkemece önceki savunmalarına dayanılarak C. ve H. adlı şahıslarla teşekkül halinde esrar satıcılığı yaptığı kabul edilerek cezası 403/5. madde ile artırılmıştır.
Teşekkülün kabulü için sanığın adlarını verdiği şahısların ele geçirilmeleri ve hakların kavuşturma yapılması şart değilse de; sanığın gerçekten teşekkül halinde esrar satıcılığı yaptığının ve suç ortaklarının gerçekten varlığının kesinlikle saptanması gereklidir.
SONUÇ : Teşekkülün varlığına dair kesin sübut delilleri gösterilmeden cezanın T.C.K.nun 403/5. maddesi ile arttırılması,
Yasaya aykırı ve sanık vekilinin temyiz itirazları ile tebliğname münderecatı bu nedenle yerinde olduğundan hükmün C.M.U.K.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA depo parasının geri verilmesine 11.2.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.