 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1974/2387
K: 1974/3122
T: 26.06.1974
DAVA : Kumkapı Emniyet Başkomiserliği'nde bekçi bulunduğu sırada Emniyet nezaretinde bulunan N.Y.ye esrar temin etmekten sanık M.A.nın yapılan yargılaması sonunda TCK.nun 403/3-4 406/2 ve 59. maddeleri gereğince 16 sene 6 ay ağır hapis ve 1666 lira 60 kuruş ağır para cezasiyle mahkumiyetine hakkında 31 ve 33. maddelerin tatbikine ve esrarın müsaderesine dair İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 17.4.1974 tarihli ve 972/72-974/41 sayılı resen temyize tabi olan hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş üzerine mahallinden gönderilip C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye tevdi olunan dava evrakı incelenerek gereği düşünüldü :
KARAR : Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçe ve takdire göre sanığın sübuta ilişen temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine, Ancak;
1 - Kabule göre TCK.nun 406/2. maddesinin uygulanması karşısında sanığa aynı maddesile memuriyetten müebbeten mahrumiyet cezasının verilmesi gerekirken TCK.nun 31. maddesinin uygulanması,
2 - İstanbul Kumkapı Emniyet Komiserliği'nde bekçi olup olayın vuku bulduğu gün bir mevcutluyu İstanbul Emniyet Müdürlüğü müteferrika nezarethanesine götürmekle görevlileri teslim ettikten sonra önceden tanıdığı N. adlı şahsı nezarethanede görünce onunla konuşup anlaştığı ve mevcutluyu teslim etmekten ibaret görevi biten sanığın bu yeri terk edip gittiği ve bir müddet sonra tekrar nezarethaneye gelerek görevli polis memurlarına müteferrikada bir şahsa sigara getirdiğini söyleyip aldığı özel müsade üzerine nezarethaneye girerek yukarda adı geçen N.ye sigaradan ayrı olarak suç konusu 80 santigram esrarı bir başka paketin içinde verdiği bunun oradaki görevliler tarafından görülmesi ile yakalandığı anlaşılmış ve karar yerinde de böyle kabul edilmiştir.
TCK.nun 406. maddesinin 2. bendindeki şiddet sebebinin uygulanabilmesi için 403. maddede ve 404. maddenin 1. bendinde yazılı cürümlerin Devlet ve Kamu müesselerinden birine ait nakil vasıtaları veya umuma açık olan yerlerde görevli memur ve müsdahdemler tarafından memuriyet görev ve nüfuzunu kullanmak suretiyle işlenmiş olması gereklidir. Dava konusu olayda ise, sanığın resmi görevi mevcutlu şahsı yetkili polis memurlarına teslim etmekle nihayet bulmuştur. Bundan sonraki başkasına esrar tedarik etmesi keyfiyeti memuriyet görevi ile ilgili değildir. Görev bulunmayan hallerde onun kötüye kullanılması da söz konusu olmayacağı, gibi kumkapı komiserliğinde bekçi olan sanığın İstanbul Emniyet Amirliği müteferrika nezarethanesindeki evvelden tanıdığı N.ye temin ettiği esrarı adı geçene verebilmek için müteferrikada yetkili memurlarından özel müsade almak lüzum ve zaruretini duymuş olmasına göre sanığın orada bir nüfuzundanda bahsedilemez.
Bu itibarla unsurları tekevvün etmediği halde TCK.nun 406/2. maddesinin sarahatına uygun düşmeyen gerekçe ile esrar tedarikinden dolayı verilen cezasının mezkur madde ile arttırılamaz.
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan re'sende temyize tabi olan hükmün tebliğname gibi CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA ve bozma gereği yerine getirildikten sonra 1803 sayılı Af Kanunu hükümlerinin uygulanmasının mahallince nazara alınmasına 26.6.1973 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.