 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1974/528
K: 1974/485
T: 12.03.1974
- MÜTEGAYYİP VE FİRAR EDEN ŞAHISLARDAN KALAN MALLAR
ÖZET:766 sayılı yasanın 1617 sayılı yasa ile değişik 33. maddesine göre, mütegayyip eşhastan kalan mal ister tapulu ister tapusuz olsun Devlete geçer ve bu taşınmaz tescile konu olamaz. Bu kural kadastro tahdidiyle ilgili itirazlarda da geçerlidir.
(2613 s. Kadastro ve Tapu K m. 22/E, 22/H)
(766 s. Tapulama K m. 33)
Davacı tarafından, davalı Maliye Hazinesi aleyhine 18.6.1969 gününde verilen dilekçe ile maliki t. oğlu M. dan 1938 yılında haricen satın aldığı taşınmaz mal 133 ada ve 37 parsel numarası ile Kadastroca davalı adına tahdit edildiğinden bunun iptali ile adına tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacının taşınmazda 40-45 yıllık zilyetliği bulunduğundan, 2613 sayılı yasaya göre yapılan tahditlerde 1617 sayılı yasa hükümleri uygulanamayacağından davalı adına yapılan tahdidin iptali ile taşınmazın davacı adına tesciline dair verilen 6.2.1974 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı avukatı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dosyadaki Ekim 1938 tarih ve 11 numaralı tapu kayıt örneği ile kadastro tahdit evrakı ve 20.5.1969 günlü komisyon kararından anlaşıldığı üzere mübadil Rumlardan davalı Maliye Hazinesine geçen yerlerden tapu kapsamı kadar olan kısmı Kübara'ya tahsis edilmiş, onun adına Mart 1932 tarih ve 44 numaralı tapuya bağlanmıştır. Kübara'nın miktarı ile geçerli olarak satışından davacı Y. K. e intikal etmiş, Ekim 1938 tarih ve 11 numaraya kaydı yapılmıştır. Bundan sonra da aynı taşınmaz gene davacı Y. K. adına 133 ada ve 25 parsele revizyon görmüştür. Dava konusu yer burası olmayıp mahkemenin de kabulünde olduğu gibi doğusundaki 37 parseldir.
Kadastro evrakında ve komisyon kararında 37 parsel olarak tahdidi yapılan yerin t. oğlu M. ya teyfiz edildiği yazılıdır. t. oğlu M. adına bir tapu bulunamadığından söz edilerek 37 parsel davalı Maliye Hazinesi adına tahdit edilmiştir. Taşınmazın aslının mübadil Rumlardan kalmış olması hilafı gözetilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde 37 parseli maliki t. oğlu M. dan haricen satın aldığını ve zilyetliğini ileri sürmüştür. Oysa davacı tanıkları Kübara'nın davacıya harici satışından söz etmiş ve hüküm bu tanık ifadelerine dayandırılmıştır. Davacının Kübara'dan satın aldığı yer 37 parsel olmayıp 25 parseldir. 25 parselin satın alınması haricen değil tapu iledir. Tanıkların aslında 25 parsel için olması gereken sözlerine değer verilerek 37 parsel hakkında hükme varılması isabetsizdir. Şu Mle göre davacının t. oğlu M. dan dava konusu taşınması haricen satın aldığı iddiası ispat edilememiş bulunmaktadır.
Davacının 37 sayılı parseli t. oğlu M. dan haricen satın aldığı ispat edilememesine rağmen zilyetliğe ve kazandırıcı zamanaşımına dayanarak iktisap etmesi mümkün olabilir. Bunun için aranılacak husus kadastro tahdit evrakında yazılı olduğu gibi t. oğlu M. adına bir tefvis yapılıp yapılmadığı, buna göre tapu teessüs edip etmediği, davacı yararına Medeni Kanunun 639/2. maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Şayet t. oğlu M. adına bir tefvis ya da tapu kaydı yoksa taşınmazın aslı firari veya mübadil Rumlardan kalma olduğundan yasalar uyarınca Devlete intikal etmekle 1617 sayılı yasa ile değiştirilen 766 sayılı yasanın 33. maddesinin son fıkrası uyarınca tapuda kayıtlı olsun veya olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez. Belirtilen hususlar araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve soruşturma ile verilen karar usul ve yasaya aykırıdır.
766 sayılı Tapulama Kanunu'nun değişik 33. maddesi hükmünün 2613 sayılı yasaya göre yapılan kadastro tahdidine ilişkin itirazlarda da uygulanması zorunludur. Mahkemenin bunun aksine olan kabulünde isabet yoktur.
Davalı avukatının temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde, eksik inceleme ve soruşturma ile, yanlış gerekçe de gösterilmek suretile verilen karar usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2613 sayılı yasanın 38. maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 12.3.1974 gününde oybirliğiyle karar verildi.