Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1974/439
K: 1974/923
T: 16.04.1974
DAVA: Taraflar arasındaki vekalet ücretinden doğan alacak davasının hakem olarak yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerden dolayı 400.000 liranın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi hakkındaki hükmün süresi içinde davalı avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Davacı hakeme açtığı davada; yaptığı avukatlık hizmetine karşılık 400 bin lira ücreti vekletin davalıdan alınmasını istemiş, hakemlerce istek aynen hüküm altına alınmıştır.
Borçlar Knununda 19 ve 20. maddeler hükümleri dışında kural olarak sözleşmelerin serbetliği esası kabul edilmişi isede; Kanun koyucu kamu düzeni düşüncesi ile avukatlık ücreti sözleşmelerini birtakım kısıtlayıcı hükümlere bağlamış, bu hükümlere aykırı davranışları yasaklamıştır.
Nitekim 3499 sayılı eski Avukatlık Kanununun 129, 130, 131 ve 1136 sayılı yeni avukatlık Kanununun 163, 164, 168, 169. maddelerinde pek az farkla dava, takip ve her türlü danışma ücretleri hakkındaki anlaşmazlıkların yazılı şekilde olacağı, ücretten doğan davalarda yazılı sözleşmeden başka delil getirilemiyeceği, yazılı ücret sözleşmesi yapılmamış olan hallerde asgari ücret tarifesinin uygulanacağı, ücret sözleşmesinin kural olarak belli bir miktarı kapsaması gerektiği, şu kadarki bu miktarın dava olunanın veya hüküm olunacak şeyin yüzde yirmibeşini geçemiyeceği, avukatın taraf imiş gibi dava konusuna ortak olamıyacağı, bu kabul sözleşmelerinin batıl sayılacağı, yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamıyacağı emredici bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu hükümler kamu düzeni ile ilgili olduğu gibi, avukatlık ücretinden çısan uyuşmazlıkların hakeme çözüleceğine dair sözleşmeler de Kanunun emredici kurallarına uymamaları da temyiz nedeni yapılamaz. Hakemler kararlarını daha ziyade hak ve nesafet esaslarına göre vermekle yükümlüdürler. Bu itibarla Yargıtay avukatlık ücretine ilişkin davalarda hakemlerin dava olunanın % 25 ini aşıp aşmadığını, dava konusuna ortak olup olmadığı hususlarını inceleyemez, kontrol edemez. Çünkü Usulün 533. maddesinde Yargıtay'ın hakem karalarını inceleyip bozabilmesi dört sebeple sınırlandırılmıştır. Yukarıda sayılan Kanuna aykırı durumlar bu sınırlayıcı bozma sebepleri arasında mevcut değildir. Kanunun sınırlayıcı hükümleri o sınırlar içinde uygulanmak gerekir. Bunlar İçtihat, yorum yolu ile genişletilmezler. Mevcut Kanun hükmü kamu düzeni ile ilgili konuda yapılmış bulunan bu sözleşmenin Yargıtay'ca kontroluna olanak sağlamadığından sözleşme geçersizdir. O halde geçersiz hakme sözleşmesine dayanılarak karar verilmiş olması Usul ve Kanuna aykırıdır.
2 - Kanun koyucu hakem yargılaması uzamasına meydan vermemek için hakemleri 6 ay zarfında karar vermeye mecbur tutmuştur. Esasen hakeme baş vurmanın amacı da uyuşmazlıkların bir an önce halledilmesidir. 6 aylık süre içerisinde hüküm verilmezse hakemlerin yaptıkları muameleler batıl olup uyuşmazlık yetkili mahkemede çözülür, Tahkim müddetinden sonra karar verilmesi usulün 533/1. maddesi gereğince temyiz sebebidir. Tahkim süresi Usulün 528. maddesi gereğince temyiz sebebidir Tahkim süresi Usulün 528. maddesine giren hal dışında kendiliğinden uzamaz. Bu madde istisnai bir hükümdür. İstisnai hükümlerin yorum yolu ile genişletilmesi olanaksızdır. Hakemlerde kendiliklerinden süreyi uzatamazlar, ancak tarafların açık ve yazılı baş vurmaları üzerine mahkemece verilecek bir kararla süre uzatılabilir. Hakemin reddi istifası, gibi haller tahkim süresinin uzatılmasına karar verir. Yalnız tahkim süresinin uzatılması için en geç altı aylık sürenin bitmesinden önce baş vurmak gerekir. Tarafların veya Kanunun tayin ettiği tahkim süresinin bitiminden sonra sürenin uzatılması için baş vurma söz konusu olamaz. böyle bir başvurma geçersiz sayılır. Davada altı aylık tahkim süresi 22.9.1972 günü prosedürü ikmal edilip dosya tekrar 27.8.1973 de hakemlere gelmiştir. 28.8.1973 de tahkim süresinin uzatılması için başvurulmuş ve iki ay uzatma kararı verilmiştir. Sürenin uzatılması müraccatı altı aylık tahkim süresinin bitmesinden sonra olduğuna göre bu başvurma hukuken geçersizdir.
Bu yönün gözetilmemesi kabul şekli bakımından bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 16.4.1974 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini