 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1974/737
K: 1974/1315
T: 11.04.1974
DAVA: A. Koll. Şti ile M.F.B. arasında çıkan anlaşmazlığın çözülmesi için seçilen hakem kurulu tarafında verilen 26.11.1973 tarihli kararın duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve dosya adana As. 5. Hukuk Hakimliğinin 14.1.1974 tarih ve 1199/1028 sayılı yazısı ile dairemize gönderilmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı avukatı İ.G. gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin inclenerek karar bağlanması başka güne bırakılmıştır. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü :
KARA : Davacı Ticaret Borsasında 8.3.1973 ve 25.4.1973 tarihli tescilli alım satım beyannamelerine müsteniden davalının 20.9.1973 tarihinde cem'an 270 ton 1973 mahsulü yağlık çiğidi alivre muamele ile kendilerine satış ettiğini mukabilinde (189,000 lira verdiklerini mezkur tarihte teslimat olmadığı cihetle 20.9.1973 tarihinde borsada kot edilmiş kilosu (163,75)kuruş üzerinden tutarı (442,125) liranın temerrüt tarihinden itibaren %10 faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı savunmasında beyannamelerde akdin herhangi bir nedenle icra edilememesi halinde alıcı firmanın uğrayabileceği mustakbel zararı telafi edecek şartların mevcut olduğunu ve anlaşmaya uygun olarak (270,000) liralık senet yaptıklarını bu suretle bu miktarın kabul ettiklerinden davacının talebe hakkı bulunmadığını ileri sürerek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
adana Ticaret Borsası 29.11.1973 tarihli hakem heyetinin karariyle özeltel (taraflar alım satım beyannamesinde husisi şartlar bölümünde malın teslimine kadar geçecek süre içinde muhtemel fiat yükselişlerin dikkate alarak fiatların azami bir lira olabileceği düşüncesiyle değerlendirmeyaparak alıcının malın teslim edilmeme ihtimaline karşı satıcı 270,000 liralık senet tanzim ederek alıcıya tevdi etmişlerdir. Fiatlar fevkalade yükselmiştir. Davacının bu miktarın üstündeki vaki talebe hak ve nisbet kaidelerine uygun değildir.270.000 lirayı davalı her zaman ödemeye hazır olduğunu ifade etmiştir. 270,000 liranın üstündeki talebin reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı gibi (442,125) liranın temerrüt tarihinden itibaren % 10 temerrüt faizi ile birlikte tahsiline ilişkin davaya karşı davalı (270,000) lirası esasen senede bağlandığından davanın reddine karar verilmesi istemiş, hakemlerce davalı satıcının (270,000) liralık senet tenzim ederek alıcıya tevdi ettiğinden bahsile davasının bu miktarın üstündeki talebinin reddine ve (270,000) liranın üstündeki talebi teşkil eden (172,125) lira üzerinden (13,327,50) lira vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı vekiline verilmesine ve yargılama giderlerinin de davalıya tahmiline karar verilmiş ve bu suretle (270,000) liranın tahsiline karar verilmemesi ve ayrıca davacının temerrüt faiz talebi hakkında da bir karar ittihaz edilmemesi HUMK.nun 533 ncü maddesinin 4 ncü fıkrasına aykırı bulunduğundan davacının bu yöne matuf temyiz itirazı yerinde görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda yazılı sebeplerden dolayı davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASI ve (1000) lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 11.4.1974 tarihinde bir oya karşı çoğunlukla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
5590 sayılı kanuna göre taraflar arasında H.U.M.K.nun 287 nci maddesi hükmünde uygun bir şekilde düzenlenmiş olan bir (delil mukavelesi) maliyeti taşıyan 25 Nisan 1973 günlü borsa alım -satım beyannamesinin (hususi şartlar) kısmında davalı tarafın davacı alıcı lehine 25.9.1973 vade tarihli (70.000) liralık bir adet emre muharrer senet vermiş ve ahiren de davalı taraf bu senet miktarı ile borçlu olduğunu halen dahi kabul ve ikrar etmiş olup davacı bu senet bedelini tahsil veya ciro imkanına sahip bulunmasına ve senet dışı bir talebin ise fahiş ve medeni kanunun 2 nci maddesinde yer alan objektif hüsniniyet kaidelerine aykırı olacağına mebni ileri sürülen temyiz sebeplerinin hepsi de işin esasına taalluk edip Yargıtay'ın temyizen inceleme ve kontrolu dışında kalan hususlara taalluk edip olayda H.U.M.K.nun 533 ncü madde şartları mevcut olmamasına binaen hakem heyeti kararının onanması oyundayım.